Birşeyi elde etmek için bağırıp çağırmak, karşı çıkmak gerektiğini ta küçük yaşlarda öğrenmiştim. Ağabeylerim ve ablalarım okula başladıkları sıralarda, bazen eve girerler ve annemden bir dilim ekmekle yağ falan isterlerdi, ama annem onlara bir güzel çıkışırdı, üstelik istediklerini de vermezdi. Bense istediğim bir şeyi elde edinceye kadar velvelelerle ağlamaya başlar, yaygara koparırdım. Annemin bana neden Wilfred gibi akıllı uslu bir çocuk olmadığımı sorup durduğunu iyi hatırlarım. Ama ben, Wilfred'in hep böyle uslu ve halinde bir çocuk olduğu için sık sık aç kaldığını düşünüyordum! İşte böylesine bir ortamda geçen hayatımın ilk yıllarında öğrendim ki insan birşeyler elde etmeyi kafasına koyduğu zaman, bir parça şamata yapmaktan da geri durmamalıdır.
"Ben her insanın insan yerine konulması gerektiğine inanıyorum; yani, beyaz olarak, siyah olarak, kahverengi ya da kırmızı olarak değil, ancak ve ancak insan olarak görmek gerekir insanı. Zaten asıl itibariyle bütün insanlığı bir tek aile olarak Kabul ettikten sonra, siyah- beyaz kaynaşması ya da siyah-beyaz evlenmeleri diye birtakım problemler de kalmayacaktır ortada. O zaman mesele, sadece bir insanın başka bir insanla evlenmesinden, bir insanın daha başka insanlarla birarada yaşamasından ibaret olacaktı...
...kadınlık kendini beğenmekle başlar. Bunu size kanıtlayabilirim, isterseniz kendi kendinize de kolayca kanıtlayabileceğiniz birşeydir bu..... oldukça sert görünüşlü, oldukça huysuz ve sürekli somurtan bir kadın düşününüz , işte böyle bir kadına, hergün karşısına dikilerek gözlerinin ta içine baka baka 'sizi çok güzel buluyorum' deyiniz ve sonra bakınız neler oluyor. Kadın ilk gün sizi şiddetle azarlayabilir, ve ikinci gün de azarlayabilir; ama siz yılmayınız, devam ediniz, bir süre sonra bir de bakacaksınız ki birgün daha sizi görür görmez gülümsemeye başlayacaktır."
...Birkaç gün sonra Malcolm X,not defterlerinden birisine şunu yazacak ve her nasılsa benim de okumama izin verecektir." Büyüklerin çocuklardan alacağı bir ders vardır; başarısızlığa uğramaktan utanmamak, toparlanıp bir daha denemek. Ama büyükler olarak bizim çoğumuz öylesine korkak, öylesine çekingen, öylesine 'tedbirli' ve bu yüzden de öylesine içine kapanık ve öylesine yüreksiziz ki, birçok insanın başarısızlığa uğramasının nedeni de bundan başka birşey değildir...