Sanılanın tam tersine, felsefe tarihinde 'gizema' sayılmış düşünürlerin en belirgin özellikleri, hep açık-seçik' olanı aramaları; neredeyse katı bir 'man- tiksal tutarlılık ölçüsü gözetmeleridir.
Usta Eckehart'tan (özetlenmiş) bir örnek vereyim- -Tanrı'ya nasıl ulaşabilirim? -Ya benim Tanrı'ya gitmem, ya da Tanrı'nın bana gelmesi yoluyla.
-Benim Tann'ya gitmem mi daha kolay, Tanrı'nın bana gelmesi mi?
- Tanrı'nın bana gelmesi; çünkü ben yoksun ve yapamazım, oysa Tanrı yetkin ve yapabilirdir.
-Tann bana ne zaman gelir?
- Yüreğim kırılmışsa, Tanrı bana zorunlu olarak gelir; çünkü, Tanrı kink Dir yüreğe kendini vermezlik edemez. (Büttner, S. 42: Darum kann Gott nicht umhin, einem abgeschiedenen Herzen sich selber zu geben.) -Demek ki, yüreğimi kırarsam, Tanrı bana gelir.