Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Bir doğru ne kadar gizlensede doğrunun yanında aşk bile gizlenir. Gözlerin acemi bir çaylak gibi düşüp duruyordu masanın üstüne,gözlerim topluyor du olanı biteni. Senin bir dalın varken başka bir dalı kırmak gözlerinin suçu değildi suç tamamen benim kırılmasını isterken,kırılmak bile hazır bir ölümün bu dünyadan göçüşü gibi duygulu, bedeni bırakıcan ve gidicen. Ruh ait olduğu yerde ne sende ne bende özgürüz ikimiz de derken bile aslında içimizde tarifsiz bir katmanın içerden başlayıp dile yansıması hiç doğruyu söyletmedi çünkü kadın hayatın son virajında kaza yapmak onun için kırık bir dala sarılmak kadar korkunç gelecek; bir düşüncenin gafletini yaptı yani sen! Seni hiç düşünmüyorum ve hiç bir şey hissetmiyorum elim eline denk değil cümlesi işte gözlerinin düşüşü gibi güçsüzlük ibaresi bir Adama bakamazken yani yine sen. Bana ilk kez yalan söyledin sevgide sırf kendi dünyan için benim dünyama boş bir hava bıraktın mavisi olmayan bir boşluk; yani sen bunları derken bile dudaklarının içinde ruhunu yutamadın adeta ruhun bana kaçtı çünkü seni o anda o zamanda o söylemde seni kabul etmedi. Ruhun artık benim sen bedenin ile yaşa bir gün eğer ruhunu arar isen biz bize iyiyiz deyip mutlumu mutsuzmu seni izlicez ruhum ruhun ve biz kalbim ve ben muhteşem dörtlü yıllar geçsede kapı çalsada anahtar orkide saksının altında al ve gir içeri davetsiz misafir ben demiyeceğim ruhun yanımdaki ruhun sana seslencek hoşgeldin ve ben tabi gülümsicem hiç yapmadığım kadar.
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
... Bir mektubun hep bir gizemi olurmu? Bu tabiki tartışılmaya açık bir durum olurken tartışılmıyacak tarafı benim tarafım;benim mektupta bir Gizemim var bu tartışmayı bitirir hemde hiç gürültü çıkarmadan sesizce usulca. Eskisi gibi hiç bir doğa olayı olmasada hep eski azda olsa çalar kapımızı ama yağmur olur ama kar mektuplar da lakin böyle az sayıda gönderiler var; "teknoloji ile birlikte" biz yani yüreğim ve ben bunu Yaşatma çabası içindeyiz bir yudum su bir ölüyü diriltmeye bilir en azından bir yasin sonrası huzura ermek gibi bir ölünün ruhundan bizimkisi. Mektubun bir Gizemi var ruhumun gökkubbeden bana indirdiği ruhaniyeti işte tam burda başlıyor yetişememem yenişememem...
Reklam
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Bir kalbin içinde iki insan yaşama mantığı aramıyorum... Mantık şunu der ya o ya sen; sen bunuda diyemedin nedenmi? Çünkü benim sonum yok "sonsuzum" bazı insanlar sonsuzluğu kaldıramaz. Aslında hiç şikayetçi de değilim hayatın bu tarafından bakınca seni ne izliyor nede gözlüyorum sadece bildiğim yoldan dışarı çıkmıyorum tek şerit tek yolum var dümdüz uzayan sonu olmayan. Son kez ellerinden düştüm sende gözlerinden kimse artık kaldıramaz bu iki eli o iki gözü o masanın yerinde olmak istemezdim ne kadar şanssız gözlerinin yalanını gizledi acı içinde. Kafanı yastığa koyupta yalan dilini ısır nazar değmesin lazım olur diğer günlere gecelere nasılsa hiç aklında yokum buda dünya için bir eksik duygudur. Dünya milyar sevdanın içinde boğulurken bir eksik biraz nefes alsın biz diyemiyorum sen ben gibi, şimdi iki yolcu var biri ben biri sen korkuları ile başbaşa kalmış kalbine yalan söyleyen kadın.
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Kolay gelsin yüreğim. Hep yürekten başlar bu tüm zamanlar bir çok olgu his duruş yükleriz hiç teklemez tamam der geçer yüreğimiz ta ki son nefese kadar bir büyük işçi gibidir. Kolay gelsin demem kadar doğal bir cümle yoktur bizi hayata bağlayan uzun köprü gibidir çoğu zaman gözyaşlarımız sevinç yaşlarımız ordan vücudun her metrekaresine empoze edilir. Ah yüreğim veya böyle yürekler ne uzun bir yolculuktur bu kısa zamanda dahi çok işler başarır ve bu başarıyı kimseler bilmez toprağa kadar giden sırları ile birlikte büyük bir gizemdir "O" "Yüreğimiz"
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Kadın herşeyi söyleyemiyordu. Sanki daha önce kendisi değildi başka bir canlı gibi olmaktan oda sıkılmıştı fakat yapamıyordu içindeki gerçeği önüne seremiyordu. Bu dünyanın başka hali başka halimizi anlatadursun bizde içimizde o durup durup hareket eden gerçeği bilelim,bu bilinmezlik aslında bizce çok kolay bu kolayı bile zora sokuyoruz çünkü puzzele ı tamamlamak için hayat buna müsade etmiyor. Mektup bugün başka bir yerden gelen uzun bir yolcu gibi nerelere dokunuyor bir tas soğuk su gibi bu satırlar içip içip sayfaya düşüyor.
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Bir günün kıyısından yazıyorum;kıyılar sakin! İnsan kendi varlığının farkına varınca seni düşünüyor doğa kendini o kıyıda öylece sana sunulmuş geçmiş duyguların kıyı olmuş sığlığında çıkartmak haklı haksız sevgi denen mavilik kimi zaman rengini bulamadığımız. Seni düşünüyor olmam lazım bu satırlarda yoksa nasıl bir güç beni o kıyıya bırakabilir;haklıyım haklısın haksız olan oda haklı. Tüm hakları savunalım en azından özgürlük denen şu mısralar kendini bulsun biz ne kadar bulamasakta kendimizce o sevdanın gizemli yanını bakışsakta uzaktan uzağa mısra bu herşey burda yerli yerinde. Ne kim dokunabilir ne oynayabilir bu ağırlığınca bu dolu dolu cümleleri sen varsın ben varım biz yokuz.Biz artık sonsuz bir kayboluş iki mavi arasında.
Reklam
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Hani hatırlarsın İstanbul'un o gün başka medeniyetlerin çöküşü gibi o koca şehirde o kar altında seni bulma çabam yıkıp dökmüştüm bir sen kalırcasına duygularda. Yeniden inşa ederken o şehiri ilk işimiz martılara can vermekti iki mavi arası sonrası zaten çoktan o büyük heybetini kazanmıştı. O gün bir medeniyetin yeniden doğuşu bir insanın ölüşünden önce dirilişi gibi bir mucizenin anlatılmaz kısmı idi ve bunu yazacak olmam belkide ölmeden önce duyguların İstanbul kadar çok olmasına bağlıydı. Ne gündü hiç bir şehir yıkılır ve bir insan bir günde ölüm öncesi yeniden hayata dönermi biz bunu yaşadık hemde başka uygarlıklar medeniyetler görmüş bir şehiri yıkarak yeniden dikerek buna o gün tüm martılar şahitti ilk can verdiğimiz ilk duyguların beyaz kanatlı hali ile kısaca bir büyük kalbimin olabileceği bir günün sonraki yılları o gün o anda o günde....
Milena ya Mektuplar (Picaso Lucci Franz Kafka)
Burada olmadığınızı söylersem aslında kendime deli demeliyim. O kadar kuvvetli bir şekilde hissediyorum ki burada olduğunu… …Hayır hayali değil, istediğim anda size dokunabileceğim şekilde buradasınız, yanımdasınız.. Mektuplarınızın benim üstümdeki etkisini hiç küçümsemeyin Milena!. Bu mektupta da küçük tedirginlikler çok değil aslında. Ama
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
...herşey yerli yerinde. P. Dolabını bir gün önce ruhunca süzmüştü G. hić görmediği odayı biliyordu düşlerince P. Herşeyi yerli yerince düzenledi G. sanki bu denli önemsemeyi bilirmişçesine duygularında bir gece yürüdü P. Bu yürüyüşü sessizce dinledi G. Dolap kapanmadan o küçük duygu adımlarını atarken P. Sanki hiç bir şey olmamış gibi yaptı G.duygunun gücü ile ondan kalmış kokusuna baktı odanın kaçak hali ile P. Herşeyi biliyordu G. Az kalsın duygusundan düşüyordu P. Yine o yetişti tüm duygusu ile G. Susalım demeden önceydi P. Çoktan susturmuştu duyguları G. Zayıf kalmaktan korkuyordu P. Gücünü hiç koşulsuz duygunun içine veriyordu güçsüz kalacağını bile bile G. Gitmişti P. Oda kapandı dolap kapağı ondan önce kokusu sonsuz bir bekleyiş ile ....
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Sayfaları ne kadar uzatabilirim? Bazen bir Günaydın bazen bir Merhaba bir dünya hali ilk satırın ilk duygusu ilk his ile duyusu. Mektuplar konuşmaz hiç te sesi çıkmaz bağrına bağrına çırpınır durur iki satır arasında iki göğüs arasında. Duymak aslında bir meziyet gibi gözüksede herkesçe meziyetin anlam yitirdiği günleri yaşıyoruz. Sıradanız kimbilir yazınca ne oluyor fikri toplumca trajedi sendemi gibi? Mektuplar uzun bir yolun üstünde Selvi ağaçlarına benzerler ölülerini gizlerler. Dünyada dile gelmeyen kalbe gelen tüm hislerin dökümüdür; biraz serttir element gibi lakin o sertlik ne yıkılıp gider nede yok olur ölümsüzlüğü simgeler.
Reklam
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Merhabalar geçmişte kalmış günlere. Çoğul takısı direk dikkat çekti üst mısrada haksızda değilim geçmiş günlere hitaben o bir kaç cümlede. İstanbul mu bu kadar güzel veya gizemli? yoksa benim gizeme bürünüşüm mü? iki bilinmeyenli denklem gibi muhakkak ki bir çözüme gidebiliyordum bazı zaman düşünce ve duyguda, zor sayısal bir durum mevcut gibi gözüksede işin içine ruhsal zihin aritmatiği girince ne gizem kalıyor nede bilinmeyen denklemin zorluğu. Şimdi İstanbul mu bir kadın kadar? kadınmı bir İstanbul kadar?
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Nasılım iyiyim başka nasılım diye başlayamaz kelimeler. Mektup kimliği zaten bunu bu düzensiz dizeleri kabul etmez benden önce senden sonra her bir şeyin bir oluru bir duruşu var bu dünyada. Hava hep aynı hava; buralar bir eksik olsada doğa bir şekilde dengesini koruyor tek değişmeyen eko denge iş zaten bizlere biz insanoğluna kalsa bir çırpıda birbirimizi bitirdiğimiz gibi yok olup gider şükür ki çok büyük bir kudret herbirşeye bir denge veriyor; duygularımıza bile sabrı Kalbimize o direnci gösteriyor. İyiyim iyi havada güzel başka mevsimlere adım atmak üzereyiz....
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Bir mektupta neyi tarif edebilir insan.? Kelime çokluğunumu cümle olan bir yığın duygu gibi görünen duygusu kaçmış satır aralarınımı. Ne kadar benziyor sayfalar bazen cümle anlam çıkarırken bile hep aynı köşede sıkışıyor. En çokta mektup dışında bu hadise bir masada bir iki laf arasında. Bir şeyleri tarif etmem gerekse idi şu sözcükleri dökerdim dökemediğim kadar. Ruhun kalbe giden yolun üstünde biriken cümleler göze doldukça taşsada dil bir türlü taşanı söylememe eylemi:İşte tam burda başlıyor... O tarifsiz dünya hali adına sevda denen şey...
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Gece öylece izliyor yanımdaki seni biz olma gerçeğinin bir oda dolusu ruhlarımızın kaçak hali. Yastığın yatay hali soluma sol elimin yanağımdaki en güçlü şekli o yumuşak yastığın bizi nasılda bir geceden bir sabaha teslim etmesi, solumdaki eylem yastığa çok şey borçlu. Elimi hissetmediğim anlar oluyor zaten birde bu da başka bir gece uykumun içine başka yok oluş gibi elim ayağım solum bir anda o anlık uyku içi telaşım. Karınca misali kolumun sanki bin yük taşımış gibi isyanı, az sonra hepsi bitiyor solun içindeki o büyük güç ile uykumdan indiriyor um seni öylece elim kolum oluyorsun bir çare, yüz mimiklerimi göremesemde uyku içinde sensiz mutluluk sarıyor....
Gizemli Mektuplar (Picaso Lucci)
Son dokunuşum sonra son bakışım 15 Aralık 2016 son bakışım gözlerin son bakışım sakin hüzünlü denizin mavisi son bakışımdan arda kalan. Şimdi diyorsun konuşma ben konuşmuyorum ki gökyüzü konuşuyor yağmuru ile deniz hiç sade değil mavi karışık martı çığlıkları geliyor kulak yamaçlarıma ve diyorsun ki konuşma, ben konuşmuyorum ki onlar anlatıyor ben sustukça... Bak ne kadar kırgınım bugün adalet diyor içim adalet istiyor tüm doğa bunu haykırıyor tek bir ses ile gökyüzü deniz martılar maviye giyinmiş gri duygular. Söz vermiştik duygulara sevgi bize küsmüş o martıların altında öylece küskün beni haketmiyorsunuz der gibi, peki onun suçu ne yazık değilmi, adalet diyor tüm şehir mahkemesi var bu işin sende bende ve adalet istiyor duygular adalet.!
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.