Türk filmi tadında tatlı minnoş huzur evi sakini arkadaşlarına inanılmaz aşk hikayeleri anlatan tonton bir teyzeden konu cinayete uzandı.
Özellikle sonraki kısım tam bir psikolojik bozukluk örneği ve aynı zamanda toplumun bizlerden olmasını beklediği kişi ve bizlerin olmak istediği kişilerin çatışmasına değinilmiş.
İkinci kısımda nedenler ve nasıllar derken sorgulama yapıyoruz biraz da hayatı, çünkü gerçekten de burdaki kadar ruhsal bozukluk evrelerinde olmasa da bu hissi yaşıyoruz.
Kendini Doğuran Kadınlar deyince ve ilk kısmı okuyunca konu nereye bağlanır çözümleyemedim aslında isim ve konu bağı yok gibi geldi. Sonrasında işte şimdi nedeni anladım dedim.
Keyif alarak, üzülerek, hak vererek, kızarak, sorgulayarak çevirdim her bir sayfayı.
Suzan'ın hikayesi çok yönlü incelenip ele alınması gereken bir hikaye.
Psikolojik yönü var, eski zamanların esintileri var, çaresizlik var, özenme var, feleğin çemberi var, hayata karşı bir duruş var.
Suzan önce Adele'yi sonra İffet'i doğururken, aslında hepsini doğuran Kebire'ydi.
Nasıl yani derseniz, bu çıkmazı çözümlemek için kitabı muhakkak okuyun.