"Önünde yerlere kadar eğilerek selamladılar onu çapkın bakışıyla bir palyaçonun ve onu kendisiyle büsbütün yalnız bırakıp gitmeden önce, ciddi ama muzip bir edayla, uslu ama yaramaz, sevecen ama acımasız, umut dolu ve hüzünlü ama, kulağına fısıldadılar artık o yok diye, asla olmayacak, asla, bir daha asla, sonsuzluğun sonuna dek asla, hiçbir zaman asla..."