Ana-babalar kendilerinin çocuklarına yansımalarını istiyorlar. Kendilerinden geçen bir baş hareketi, bir konuşma tarzı fark ettiklerinde rahatlıyorlar. Eğer ortak noktalar yoksa, çocuk gerçekten yabancıysa, onu beslemek, giydirmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama onu sevmiyorlar. Dönüştürücü bir sevgi duyamıyorlar.