Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jane

Jane
@melspage_
Ciddi olduğumda görmezden geliniyordum ve sadece... soytarılık ve üçkâğıtçılık yaptığımda kelimelerim doğruluk hissi taşıyor gibi görünüyordu.
Reklam
Mutlu muyum? Aslında küçüklüğümden beri insanlar sürekli şanslı biri olduğumu söylüyor ama bana sorarsanız cehennemde gibi hissediyorum, bana şanslı olduğumu söyleyenlerse benimkiyle kıyaslanamayacak ve ölçülemeyecek kadar mutlu görünüyorlar.
Bu dünya, olası dünyaların en iyisi olabilirdi, tabii eğer içinde din olmasaydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ana-babalar kendilerinin çocuklarına yansımalarını istiyorlar. Kendilerinden geçen bir baş hareketi, bir konuşma tarzı fark ettiklerinde rahatlıyorlar. Eğer ortak noktalar yoksa, çocuk gerçekten yabancıysa, onu beslemek, giydirmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama onu sevmiyorlar. Dönüştürücü bir sevgi duyamıyorlar.
Sayfa 149Kitabı okudu
Bir dilek hakkım olsaydı, Birazcık mutluluk isterdim. Çünkü fazlası hüznü özletir bana.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Bazıları şok edici bir olayın ardından ışıltılı geçmişlerinde hapsolurlar, öyle ki, yaşadıklarını ancak kendileri için büyük anlamı olan bir anın içindeyken hissederler.
Sayfa 222Kitabı okudu
Kastettigi korkunç ve acımasız netliği anlayabiliyordum. Hayatımız veya geleceğiniz tek bir ana bağlı olduğunda insanın içini kaplayan o çaresizlik ve korku hissi yok mu... İşte tam da böyle hissettiğiniz bir anda sizi öldürecek ya da yaşatacak sadece bir kişi vardır ve siz tüm hayatta kalma içgüdülerinizi bu kişiyi memnun etmek üzere kullanmak zorundasınızdır.
Sayfa 221Kitabı okudu
Tek bir ıskalayış, hedefini bulan sayısız yumruktan daha yorucudur çünkü boşluğa atılan her yumrukta bitkin düşen sadece beden değil, zihindir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Senin suçun değil, prenses. Lanet kaldırılabilir ama açgözlülüğün kör ettiği gözleri açmanın hiçbir yolu yoktur. Her daim savaş çıkarmaya hazırdır onlar.
Sayfa 203Kitabı okudu
Bu dünyadaki tüm kötülüklerin sebebi insandır. Bizler kendi kendimizin virüsüyüz.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
İnsanın kendisini görememesinden daha kötü bir şey yok.
Kadınların çoğunlukla pek sakin olduklarına inanılır, ama kadınlar da tıpkı erkekler gibi duygu sahibidir. Erkekler gibi onlar da zekâlarını, yeteneklerini işletmek için bir uğraş, eylem alanına gereksinim duyarlar. Üzerlerindeki baskı pek ağır, sürdükleri yaşam pek durgun olursa acı duyarlar bundan, zarar görürler. Onlardan daha ayrıcalıklı olan erkeklerin, "Kadınlar yemek pişirip çorap örmekle, piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin," demeleri dar kafalılıktır! Bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Hayat yalnızca yaptıklarımızdan değil, yapamadıklarımızdan da oluşur. Yaşadığımız her an... Bir çeşit dönemeçtir.
Sayfa 109Kitabı okudu
''Keşke yağmur yağsaydı'' dedi. ''Yağmura ihtiyacım yok,'' dedim. ''Sana ihtiyacım var.''
Sayfa 374Kitabı okudu
Dünyada başka erkeklerle öpüşmeyi seven erkeklerden kötü şeyler var.
Sayfa 321Kitabı okudu
Ben... ben...ben seninle gülmeye öyle alıştım ki, artık sensiz ve gülüşsüz bir dünyada asla yaşayamam.
Reklam
Hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin, sevgili Portuga'm.
Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek.
Sayfa 159Kitabı okudu
Hiç kimse kalbimi sıkan ihtiyaçları anlamıyor, hiç kimse odama kapanıp ne düşündüğümü, ne tahayyül ettiğimi bilmiyor.
Niçin, sen artık dünkü sen değilsin? Niçin, biz bugün ikimiz de kıymetli bir şey kaybetmiş gibiyiz? Niçin bugünün düne benzemiyor? Niçin dünkü gibi rahat adımlar atamıyorsun? Niçin böyle oldun?
Bedenimizin gereksinimleri aslında o kadar az ki; bedenimizden acıyı uzak tutalım, kendimize yeni zevkler bulalım yeter. Doğamız bundan başka bir şey istemez; evimizin önünde, gecenin geç saatlerine kadar toplanmayan zengin sofrayı aydınlatan meşaleleriyle, altından genç adam heykelleri olmasa ne olur? Salonumuz gümüşlerle, altınlarla ışıl ışıl parlamasa, ud müziğinin yankılanacağı oymalı tavanlarımız olmasa ne olur? Oysa doğa bize ne lüksler sunar. İnsanlar dostlarıyla birlikte bir dere kenarında çimenlerin üstünde, koca bir ağacın gölgesi altında oturup neredeyse hiç para harcamadan hoş vakit geçirip rahatlayabilirler. Hele de güneş parlıyorsa ve yılın o mevsiminde yeşil çimenlerin üzerinde çiçekler açmışsa.
Aşkın, bir erkeğin kendi Kişisel Menkıbesinin peşinden gitmesine engel olmadığını anlaman gerekiyor. Böyle bir şey söz konusu olduğu zaman bil ki Evren’in Dil’ini konuşan aşk değildir bu, yani gerçek Aşk değildir.
Reklam
Bir taşı sevebilirim, Govinda, bir ağacı da, bir kabuk parçasını da sevebilirim. Bunlar çeşitli nesnelerdir, nesneler de sevilebilir.
Sayfa 144Kitabı okudu