Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceren KURT

Ceren KURT
@meridaa_
Bir iple intihar da edebilirsin, salıncak da kurabilirsin.
Reklam
Ihvan as safa öğretisi ne diyordu: “İnsan ölümden değil, acı duymaktan korkar. Korkunuzu unutun ! Acı, hiçbir şey bile değildir. Dayanılan acılar insana zevk verir !”
“Ağzın susması çok kolaydır. Çok daha zor olan, vücudun içindeki sesin konuşmasına engel olmaktır.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Kelimeler bir silah gibi yaralar ve düşmanın silahlarına sahip olan, onu mağlup edebilir. Dil bilmek, silah kullanmayı bilmektir.”
Paranın ya da şiddetin ya da ölümün gücünden büyük bir güçtü elindeki: insanlarda sevgi uyandırmanın yenilmez gücü. Yalnız bir şeye yetmiyordu bu güç: Kendi kendisinin kokusunu almasını sağlayamıyordu. O zaman da, isterse bütün dünyaya karşı parfümü sayesinde Tanrı gözüksün - kendi kendini koklayamadıktan sonra, hiçbir şey umrunda değildi, ne dünya ne kendisi ne parfümü.
Reklam
“Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi, o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur. “
Kendimiz olmamız, diğer pek çok kişi tarafından dışlanmamıza neden olur, buna karşılık başkalarının istediklerine boyun eğmemiz de kendi kendimizden sürgün edilmemize yol açar. Bu, azap verici bir gerilimdir ve katlanmak gerekir, ama bizi bekleyen seçim çok açıktır.
Psikanalitik öğüt mü istiyorsunuz ? Gidin kemik toplayın.
Kemikleri toplayan yaşlı, içimizdedir. Bu Vahşi Benliğin ruhsal kemikleri içimizdedir. Bir zamanlar olduğumuz yaratık gibi tekrar ete kemiğe bürünme potansiyeli içimizdedir. Kendimizi ve dünyamızı değiştirecek kemikler içimizdedir. Soluk, içimizdedir, doğrularımız ve özlemlerimiz de; bunlar hep birlikte bir şarkıyı meydana getirir, söyleme arzusuyla yandığımız yaratılış ilahisini.
“Bizim için sorun basit. Biz olmadan Vahşi Kadın ölür, Vahşi Kadın olmadan da biz ölürüz. Para Vida, gerçek hayat için, her ikisi de yaşamalıdır.”
Reklam
Hepimiz vahşiye özlem doluyuz. Bu özlemin kültürel olarak onaylanmış pek az panzehiri var. Bize bu tür bir arzudan utanç duymamız öğretildi. Uzattığımız saçlarımızı duygularımızı saklamak için kullandık. Ama Vahşi Kadın’ın gölgesi gündüz ve gecelerimiz boyunca pusuya yatmış bir halde hala varlığını sürdürmekte. Nerede olursak olalım, arkamızda tırıs giden bu gölge kesinlikle dört ayaklı.
“Var olmak demek, kendi varoluşunu yaratmak demektir.”
“İnsana biraz rahat verse ya şu jeologlar! Kutsal Kitap’ın her ayetine çekiç sesleri karışıyor.”
“Credo quia absurdum.” “İnanıyorum, çünkü akla aykırı.”
Königsberg’deki mezarında en ünlü sözlerinden biri yazılıdır Kant’ın : “Ne kadar sık ve uzun düşündüysem, şu iki şey hep yeni ve artan bir hayranlık ve huşuyla doldurdu ruhumu : üstümdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası.” ve devam ediyor, “ Yukarıda ve içimde bir Tanrı olduğunun kanıtı bunlar.”
Reklam
“Yani bütün soru ‘olmak ya da olmamak’tan ibaret değildir. Soru aynı zamanda ne olduğumuzdur. Et ve kemikten oluşmuş gerçek insanlar mıyız? Dünyamızdaki şeyler sahici mi ? Yoksa her tarafımız salt bilinçle mi çevrili?”
Angelus Silensius ise şöyle demişti : “Denize varınca, küçücük damla deniz olur- Tanrı’ya kavuşan ruh da Tanrı.”