"önce saniye teyze öldü sonra dedem sonra babaannem sonra yengem sonra eniştem. sonra eniştemin ölüm haberini bana veren bakkalı bıçakladılar eniştemin yedisinin okunduğu akşam. sonra sedat amca öldü sonra babam sonra öbür dedem bir de büyük deprem. otuzuma basmadan otuz tabut kaldırdım musalladan. babamdan öncekileri babamla beraber
Linç kültüründen hareketle, Sivas Katliamı'ndan günümüze uzanacağımızı düşünerek geriye dönük bir tarama yaptım ve geçmişte de bugün olduğu gibi, basında ikiyüzlülükle linç kültürünü destekleyen, kolaycılığa kaçan bir tavırla karşılaştım. Açıkçası basındaki alçaklık hiç bitmemiş ve her zaman varmış. O dönemin manşetlerine baktığımızda kimse "35 canımız gitti" yazmamış ama Aziz Nesin'i provokatör olarak lanse eden sayısız başlık var. Mesela bir gazeteci alçakça "Şeytan Aziz" diye başlık atmış. Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan gibi bu ülkenin en büyük değerlerinin yanarak katledildiğini ise çoğu gazeteci anlatmamış. Sözün özü; basınımız bu günlerde neyse o günlerde de aynıymış.
Sayfa 28 - Nebil Özgentürk, Türkiye'nin Linç TarihiKitabı okudu
Madımak'a, Maraş'a da bakınca basının o dönemin muktedirleriyle işbirliği yaptığını görüyoruz. Bu yüzden ne canilerden hesap soruluyor ne de caniler sokağa çıkmaktan geri duruyor. Sanıklar uydurma bir şekilde birkaç yıl yargılanıp çıktılar. Ana akım medyanın genel yayın yönetmeni bir arkadaşımız yıllar sonra, "Artık 2 Temmuz'da şu anmaları bırakalım," diyecek kadar utanmazlık yaptı. Unutalım istiyor. Nesimi'nin türküleri bile çalınmasın istiyor. Metin Altıok için oratoryo yapılmasın istiyor. Gözü dönmüş! Unutalım ki linç kültürü devam etsin, kimse yargılanmasın... Madımak hâlâ çözümlenmemiştir. "Derin devlet yaptı" dediler ve bitirdiler. Ne somut bir soruşturma yapıldı ne de caniler tespit edildi. Ülkenin gerçekleri açığa çıkmasın. Haksızlık, hukuksuzluk, zalimlik devam etsin istiyorlar çünkü işlerine geliyor.
Sayfa 29 - Nebil Özgentürk, Türkiye'nin Linç TarihiKitabı okudu