Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okunur. Cemaat, cuma namazından çıkışta topluca Evkaf Müdürlüğü’ne gidip, ‘Niye ezan Arapça okunmuyor?’ diye sormuş, cevap alamayınca aynı niyetle valilik binasına yürümüştür. Heyecana kapılan valilik memurları olayı kolluk kuvvetlerine bildirirler. O esnada Atatürk bir yurt gezisi kapsamında
Sayım Günü Celâl Sahir Erozan Atatürk'e büyük bir heyecanla şiirini okuyormuş: Boş, boş, boş... Sokaklar boş, Meydanlar boş, Dükkânlar boş, Her taraf boş, Ufuk boş, Toprak boş... Atatürk gülümseyerek mırıldanmış: "Ne o Sâhir bu şiiri nüfus sayımı gününde mi yazdın?"
Sayfa 57 - Kaynak yayınları
Reklam
Biz dünyayı fethetmedik, dünya bizi işgal etti!
En kolay bilinen şey dünyanın faniliği, en yalın gerçek dünyevî herşeyin gelip geçiciliğiydi. Bu dünya, her gün, açık açık haykırıyordu faniliğini. Biten her gün, geçen her saat, solan her çiçek, ölüp giden her kelebek, duyulan her selâ, okunan her ölüm ilanı "Sen de fanisin, dünya da fani" diyordu bize. "Onun üzerindeki herşey ve herkes fanidir. Ancak celâl ve ikram sahibi Rabbinin vechi bâkidir."
...bu en celalli sûre, celaliyle birlikte taşıdığı 'Tevbe' ismiyle, Kuran'ın celal-cemal dengesini nasıl kurduğunun muazzam bir örneğidir. Bize de, nice dersin yanında, bu dengenin de dersini vermektedir. Bu dersten benim dünyama düşen hisselerden biri ise, tevbe kapısı kapanmadan kapıyı kimseye kapatmamak gerektiğidir.
Sayfa 83
Dine gelince, çağdaşlaşmaya bir engel olarak hep karşılarına çıktı.
İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak yozlaştırır. -Lord Acton
Reklam
325 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.