"Mevlana'nın karşısına bir adam gelmiş. Mevlana,devrinin en bilgin,en eğitimli kişisi, okuma
dığı kitap yok kütüphanesinde olmayan kitap yok. Sayfaların arasında dünyayı öğrenmiş, ermiş bir adam. Bu yeni adam Mevlana'nın karşısına geçmiş, demiş ki; bende öğrenmek istiyorum, seninle bana en önemli, en iyi üç kitabını göster. Mevlana, kuşkulu işaret etmiş,üç kitabını, canı gibi sevdiği asırlık üç kitabını. Adam, o üç kitabı gözden geçirmiş, sonra elinin tersiyle hepsini oradaki havuza atmış. Mevlana,çılgın gibi kitapları kurtarmaya koşmuş. Kitaplar suda eriyor, mürekkepler suya karışmış, kapaklar bozulmuş büzülmüş. Adam tutmuş Mevlana'yı; aradığınız şey, o kitaplarda değil. Aradığın şeyi okuyarak bulamazsın. Sen de eksik olan şeyi gözlerinle tamamlayamazsın aradığın şeyi dünyada arıyacaksın, aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın. Dünyadaki tüm kitaplar, sayfalarca laflar sevginin yerini tutmaz, demiş.