Mevlana demiş ki;
"Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan,sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç, benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve aynı ...yolu tekrar git, benim gittiğim gibi. Ancak ondan sonra, beni yargılayabilirsin..
Geçer dediklerimi geçirdim, biter dediklerimi bitirdim.
Nefret ettiklerimi sildim, Artık yeter dedim. Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana. Farkında olduğum için var oldunuz, Vazgeçtiğim için bugün yoksunuz.."
Kadınlar hayattayken de suçlanır, ölünce de. Bu suçlamalar büyük şahidin huzuruna varıncaya kadar devam eder. Bu coğrafyadaki kadına ya öldürülmek düşer ya intihar.
Ey aşk ! Ateştir senin nesebin…
Dumandır niteliğin kaynağın ise rüzgar
Su tufana dönüştü, toprak da küle
Senin kokunla ateş rüzgara karıştı
Şirin’siz her saray bisütûn gibi viranedir
Ferhat’sız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda
Yedi nesil öteye tüm atalarımız gâmdı
Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor
Sadece Sen kalacaksın;
Biz hepimiz gidince…
”Hâfız-ı Şirâzî”