Ethem Ganigil

Ethem Ganigil
@migrens
Halkımın Sağlığı için görev sevdalısı
Doktor
Tıp fak
Balıkesir
Azerbaycan(AHISKALI)
18 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Bakışlar
Bir anlamı vardır her bakışın, Fırtınalar estirir çatıksa kaşın. Gülünce göz bebeklerin mevsim olur yaz. Asıksa surat gönlüme düşer ayaz. Sıcaksa bakışlar ısınır can da, Tutulunca eller, aydınlanır cihan da. Dünya sensizken kararsın varsın. Sen ki her gülüşünde başka baharsın.
Reklam
Sevgi hapsi
Şairler duygularını kalemle yakalayıp şiirlere hapsederler. Görüş günü sadece sevenler ordadır.
Su
Barok çağda yaşamış bir Alman Prensi Kassel yakınında İlhan wilhelmshöhe şatosunun etrafında, sulardan tüm birliklerini ortaya dökmelerini isteyen İngiliz stili bir bahçe düzenlemişti. Çağına yaraşır bir insan olan Prens, suyun gizlerinin bir sıralamasını yapmıştı. Mimarları, bahçenin hangi bölümlerinde suların billur ya da parıltılı, derin ya da sığ veya durgun olacağını belirlemişlerdi. Korulukların içinde fışkırıyor, mınıldanıyor, gizleniyor ya da kabarıyorlar. Kırlarda kıvrıla kıvrıla avarelik ediyor ve mağaranın tavanından sızıyorlar. Orada, puslu, çiğ taneleriyle bezenmiş ya da ıslanmış kovuklar ya da kayalık duvarları vardır. Bu sular iç gıcıklar, cezbederler; sizi ıslatmakla hatta boğulmakla tehdit ederler.
Sayfa 46

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Madde ki yaşamdan oluştun, Yaşamın kaç değişim geçirdi? Yaseminde kokulu kar gibi gördüm seni ve külde, solgun yaşamayı sürdürdün Bunca iğrençlikten sıyrıldığın zaman, Çiçekler ecesi erguvan rengine büründün. Bunca ölü şekiller içinde ölmedin; Varlığın ölümde sonsuzluğu buldu.
Sayfa 27
Küvetteki Nü
Suyun "doğal bir güzelliğe" sahip olduğu ve bu güzelliğin kamu ahlakını etkilediği, her ne kadar bilinen bir gerçekse de her zaman açıkça dile getirilmez.
Sayfa 23
Reklam
İlk madde
Ne, bunca ölüden sonra uslu değil misin? Nesin, bunca yaşamdan dul kalmış sen bozulmaz doğa ?
Sayfa 27
Ethem Ganigil tekrar paylaştı.
riyakar
Demek ki bendeniz ne bir manyak ne bir deliyim! Sadece kırkından sonra istediği gibi, örf adetten, kanunlardan zerre kadar çekinmeden yaşamak isteyen bir insanım. Nihayet şunu geç olarak anladım ki herkes bunlardan kurtulmağa riyâkar bir şekilde çalışmaktadır.
Sayfa 155
Çiçekçi
Yılın bu soğuk günlerinde şöminenin başında oturup bacanın ucundan gökyüzünü seyrediyor, şöminede yanan odunun çıtırtısını dinliyor arada da önümde duran çayı yudumluyordum. Hayallere dalmış olmalıyım ki çiçekçi bir teyzenin önümdeki kitabın üzerine gül bıraktığını geç farkettim. -"Sevdiğim yanımda değil, yalnızım teşekkür ederim," desem de geri almadı gülü. -"Sen gülü severmisin?" dedi -"Çok," dedim. -"Kendini severmisin?" dedi, -"Kendini sevmeyen başkasını sevemez ki," dedim. -"Sevmenin ehemiyyeti iyi hissetirmektir," mutlu edin kendinizi; dedi. Çiçekçi teyzenin bu cevabı çok hoşuma gitmişti, cüzdanıma elimi attım. -"Yok para istemiyorum sizden," dedi. Ozaman Bir bardak çayımı içmesini rica ettim. -"Elimdeki gülleri satmam lazım ama bana bir çay borçlandın," dedi ve gülerek uzaklaştı.
Kötü haber verme
Ikinci elden de olsa ölümün korkunç kaçınılmazlığını keşfetmek için başkalarının acısına tanıklık etmek arzusu. Ama bu, gerçekten umurumuzda olan birkaç kişiden birine olduğunda tek kelimeyle yıkıcı olurdu ve acı çekme sırası sana geldiğinde, içinden ayrılan o parça iyi ya da kötü davranıp davranmayacağını sorardı.
Sayfa 118
sonbahar
Sonbahar Rüzgarları, yağmurun karıştırdığı kumların üzerinde ince desenler oluşturarak kumsalı süpürüyordu. Çiseleyen gri yağmur gri gökyüzü ve gri denizi birleştirmişti. Sadece, kıyıya hafif hafif vuran dalgaların beyaz köpükleri kumsal aydınlatıyor, hoş olmayan bir görüntü veriyordu .
Sayfa 427
Reklam
2024 OKUMA HEDEFİ
0/40 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
40 kitap
0 sayfa
0 inceleme
5 alıntı
6 günde 1 kitap okumalı.
Kerpiç pencere
Penceresizdi odam. Bir pencere açtım duvara, Gökyüzüne bakmak, yıldızları seyretmek, sabah, güneşi selamlayıp, kuşlara yem vermek için. Gece izlerken gökyüzünü, yıldız kaydı birden. Her yıldız birer güneşti ve herkesin bir dünyası olduğu gibi bir de güneşi vardı aslında. Ondan bu kadar çoktu yıldızlar. Cam açıktı, Lambamdan süzülen ışık penceremden dışar çıktı. Kendi elimle arttırmıştım kendi karanlığımı. Rüzgar almıştı odam sabaha kadar , üşümüştü ruhum. Sabah oldu aydınlandı tabiat. Güneşi farklı camlarda gördüm, gölgedeydi pencerem. Oysa kapımdan doluyordu odama güneş. Yalnız banaydı tüm sıcaklığı. Bazen yıldızlar gibi parlayıp, dolunay gibi ışık saçması yalnız banaydı. Kapattım pencereyi, ördüm kerpiçle duvarı. İçindeki ışık, çıkmasın diye dışarı.
Ethem Ganigil
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kalbimdeki Boşluk
Kalbimdeki BoşlukDuygu Göker Şentürk
8.7/10 · 34 okunma
Resim