şu an öleceğimi nasıl biliyorsam, o anda da onu bu dünyada görüp göreceğim, ya da başka bir dünyada bulmayı umut edebileceğim her şeyden çok daha fazla sevdiğimi biliyordum.
O su periciğinden ancak belli belirsiz bir menekşe kokusu, ölgün bir yaprak yankısı kalmıştı geriye; gül pembesi ince uzun derenin kıyıcığında bir yankı, beyaz bir göğün altında uzakta bir orman, dereciği dolduran kahverengi yapraklar, hışırtılı otlarda son bir cırcır böceği…