Kafka'nın da dediği gibi, "Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları."
"Korktuğum, hem de fal taşı gibi açılmış gözlerle korktuğum, beni korkunun anlamsız derinliklerine çeken şey yalnızca içten içe kendime kurduğum komplo, bu komplo benim büyük satranç oyununda değil piyonun piyonu olmak, tam tersine, oyunun kurallarını hiçe sayarak ve bütün oyunu altüst ederek vezirin yerini zapt etmek istememe dayanıyor sonra da belki şahın yerini ya da bütün tahtayı; bunu gerçekten yapmak isteseydim başka ve daha az insanca bir yolla olması gerekirdi. Bu nedenle sana sunduğum teklifin benim için anlamı senin için olduğundan çok daha büyük."
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim? ‘’
‘’ Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın. Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım? ‘’
‘’ Yanımda yürüyordun Milena, düşünsene, yanımda yürümüştün! Aşık biri için ne büyük nimet değil mi? ‘’
‘’ Milena yardım et bana! Söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla! ‘’
‘’ Milena, kıskanç değilim. Ya dünya minicik ya biz dev gibiyiz, en azından dünyayı tümüyle doldurmaya yetiyoruz. Kimi kıskanacağım bu durumda? ‘’