Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsan ceketimi al
Günün en güzel saatleri bular
Yanımda kal
Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar duymak istiyorsan
Yalanlar söyleyeyim, incinirsin
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme , lavinia
Adını gizleyecegim
Sende bile Lavinia
Özdemir Asaf
Kafka'nın da dediği gibi, "Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları."
"Korktuğum, hem de fal taşı gibi açılmış gözlerle korktuğum, beni korkunun anlamsız derinliklerine çeken şey yalnızca içten içe kendime kurduğum komplo, bu komplo benim büyük satranç oyununda değil piyonun piyonu olmak, tam tersine, oyunun kurallarını hiçe sayarak ve bütün oyunu altüst ederek vezirin yerini zapt etmek istememe dayanıyor sonra da belki şahın yerini ya da bütün tahtayı; bunu gerçekten yapmak isteseydim başka ve daha az insanca bir yolla olması gerekirdi. Bu nedenle sana sunduğum teklifin benim için anlamı senin için olduğundan çok daha büyük."
Üstler haklıydılar. Tek dünya devleti bir hukuk devletiydi. Ama kimin hukuku? Yüz binlerce insanı kendi düzenlerine kurban edenlerin, kurban edecek insan kalmayınca yenisini yaratıp öldürenlerin hukuku! Onların hukukuna göre tehlike oluşturabilecek herkes imha edilmeliydi.