yol mu yordu,yoksa yol mu uzadı?
varamadık bir türlü istediğimiz yere.
arafta kaldı her yanımız, ne eskisi gibi olabiliyoruz ne de kendimizi tamamlayabiliyoruz
su akar,zaman geçer,her yara bir gün kabuk bağlar. kuşlar göçer, mevsimler geçer, her yara elbet iz bırakır. herkes gider, acılar kalır, her yara sahibini gözünden tanır
makro sorunların asıl nedeni mikro noktalara dayanıyor….
çözüm bir çizgi, bir noktada gizlidir. noktanın mahiyetini nasıl tarif edebiliriz. eneyi de öyle tarif edebiliriz.
var ama yok… yok ama var olan bir gerçek.
Edebiyatın mona rozası Muazzez Akkaya’ya soruyorlar : eşinizin sezai beyden ya da mona roza şiirinden haberi var mı diye?
“Haberi olup olmadığını bilmiyorum,sormadım da ama duymuş olabilir duymuş olacak ki bir şiir hevesinde bulundu”
isterim ömrümce
buldum gönlümce
gözlerimde yaş
arzuyla demlenince
bu kadar birşey tabi emek vermiş bak onunkini ezberlemşim,hayatımdan memnunum kararlarımdan memnunum iyi bir hayatım oldu”
elhasıl mona roza gibi bir başyapıta konu bile olsan gölgesine sığınmadığın kimsenin yanında durmazsın,hatta hatırlamazsın..
ne boş beleş insanlarsınız jdjdjd
eskiden buralar dutluktu ve burda olmanın bir haysiyeti vardı pavyona çevirmişsiniz siteyi haysiyetimi nasıl korusam bilemedim şimdi kdndj
bir yaşanmışlığın yokluğunda ezilmiyor artık kalbim. bir özlemde, bir gece vaktinde, bir sakinlikte, bir karmaşada, gecenin gündüze karıştığı saatlerde ezilmiyor artık içim. ortada bir mesele kaldıysa,mesele senin meselendir. ben yokum artık o mevzuda.