Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

@minimalizm
247 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Ama umut yok olunca, herhangi bir şey umabilme umudu bile yitince, ortaya çıkan boşluğu doldurmak ve ayakta kalabilmek için insan düşlere, çocukça düşüncelere, olmayacak masallara sarılıyor.
Reklam
Açlık duygusu olmasa, yaşamayı sürdüremezdim. İnsan olabildiğince az şeyle yetinmeye alışmak zorunda. Ne kadar az şey istersen o kadar azla yetinebilirsin. Gereksinimlerin ne kadar sınırlıysa o kadar iyi. Kent insanı bu duruma getiriyor. Düşüncelerini tersyüz ediyor. Yaşama isteği yaratıyor, aynı zamanda da yaşamını elinden almaya çalışıyor.
Yaşamımda ilk kez, hiç kimseye hesap vermek zorunda kalmadan bir ağaç altında durabiliyor, gönlüm ağır isteyince ağır, hızlı isteyince hızlı yürüyebiliyordum.Ağırlıklarını bütün gençler üzerinde duyuran türlü baskılar altında ezilmiş, zavallı bir yaratık için, ilk olarak kendi istemince yaşamak, çok önemsiz konularda bile olsa, bir garip sevinç taşkınlığı veriyordu ruha.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Girdiğim toplumsal alanların çevresi genişledikçe,mutsuzluğumun da büyüdüğünü göreceksiniz hep.
Kışın ortasında, en sonunda içimde yenilmez bir yaz bulunduğunu öğreniyordum.
Reklam
Çünkü sevilmemek yalnızca şanssızlıktır. Hiç sevmemek mutsuzluktur. Bugün, hepimiz bu mutsuzluktan ölüyoruz. Kan, kin yüreğin kendisini de kurutuyor da ondan; uzun süren adalet isteği aşkı tüketiyor, oysa aşk doğurmuştu onu. İçinde yaşadığımız uğultuda, aşka olanak yok, adalet de yetersiz.
İnsan bir kez güçlü bir biçimde sevme şansına erdi mi tüm yaşamı bu ateşi ve bu ışığı aramakla geçer. Güzellikten ve ona bağlı olan hazsal mutluluktan vazgeçiş, mutsuzlukta karar kılma, bir büyüklük ister; o büyüklük de bende yok.
Umutsuzluk sessizdir. Gözler konuşacak olursa sessizlik bile bir anlam saklar.
...her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda, anlamı olan bir şeyi dile getiririz. Dünyanın hiçbir anlamı olmadığını kesinlemek, her türlü değer yargısını ortadan kaldırmak anlamına gelir. Ama yaşamak ve örneğin yiyip içmek, kendi başına bir değer yargısıdır. Kendimizi ölüme bırakmadığımız anda sürmeyi seçeriz, o zaman da yaşamın bir değerini, en azından görece bir değerini benimsemiş oluruz.
Hiç kimse gerçek mutsuzluk üzerine yazamaz, kimi mutluluklar üzerine de yazamaz, ben de deneyecek değilim. Ama söylenceye gelince, betimlenebilir, en azından, onu saçıp savurduğumuz bir dakika tasarlanabilir.
Reklam
Hiç kimse ne olduğunu söyleyemez. Ama ne olmadığını söyleyebildiği olur.
Bizim çağımız, tam tersine, umutsuzluğunu çirkinlik ve çırpınmalar içinde beslemiştir.
En önemlisi umutsuzluğa düşmemek. Dünyanın sonu geldi diye haykıranlara fazla kulak asmayalım. Uygarlıklar o kadar da kolay ölmez; bu dünya yıkılacaksa da başka dünyalardan sonra yıkılacaktır. Çok doğru, trajik bir çağda yaşıyoruz. Ama pek çok insan trajikle umutsuzluğu birbirine karıştırıyor. 'Trajik, mutsuzluğa indirilen zorlu bir tekme gibi olmalı.' diyordu Lawrence. İşte sağlıklı ve hemen uygulanabilecek bir düşünce. Bugün bu zorlu tekmeyi hak eden çok şey var.
Bizim insan işimiz, özgür tiplerin sonsuz bunalımını yatıştıracak birkaç çözüm bulmak. Yırtılmış olanı dikmemiz, öylesine açık bir biçimde adaletsiz bir dünyada adaleti düşlenebilir, yüzyılın mutsuzluğuyla zehirlenmiş halklar için mutluluğu anlamlı kılmamız gerekiyor. Hiç kuşkusuz insanüstü bir iş bu. Ama insanların gerçekleştirilmesine uzun zaman harcadıkları işlere insanüstü denilir, hepsi bu.
Hiç değilse yazgılarına ilişkin bilinçlerinde insanların ilerlemeye hiç ara vermediklerini sanıyorum. Koşulumuzu aşamadık, gene de onu daha iyi tanıyoruz. Çelişki içinde bulunduğumuzu ama çelişkiyi yadsımak ve onu indirgemek için ne gerekiyorsa yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz.
1.231 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.