reklamların yasak olduğu -tabii her zaman olduğu gibi zenginler için geçerli değil bu- bir siberpunk evreni. insanlar kendi tanrılarını -reklam modelleri- yaratıyor ve yaşantılarını onların güzellik anlayışına göre tasarlıyor. karakterimiz philadelphia burke kendini bir anda -zorlu bir süreç sonrası- hayranlıkla baktığı bu tanrılar arasında bulur ya da kapsülün içinde mi demeliyim?
konu güzel, üslup farklı olmasına rağmen kitabı okurken bir şeyler sürekli eksikti. karakterleri tam tanımamış, evrene hakim olmamıştım. sokaklarda yürümek, insanlarla konuşmak, mağazalara girmek, gerekirse o minyatür reklamlara bakmak, philadelphia burke’ün geçmişini, nasıl o hale geldiğini bilmek isterdim ama sayfa sayısı buna izin vermedi…
"muazzam bir gelecek bekliyor burada seni."
yazarın son cümlesi olmuşlara, olanlara, olacaklara göz kırpıyor.
düzenleme:imlâ