Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

SON KUTSAL KRALİÇE

SON KUTSAL KRALİÇE
@misskumral
Ben sizden değilim, diğerlerinden de. Ben ölüme dair yemin etmeyenlerden, tehdit savurmayanlardan, dinini ve ırkını aklının yerine koymayanlardanım. Ben hala şiir okuyanlardanım.... İnstagram sonkutsalkralice hergun1kitap1kahve
Bir daha kimseyi sevemeyeceğimi biliyorum. Benim gibi insanlar hayatlarında sadece bir kez severler. Bizim için bu tecrübe bir çocuğun sıcak tencereye dokunmasına benzer...
Reklam
Ben pencereden balkondan dışarıya evden çıkmayın polis çağırıyorum diye bağırdıkça cami hocası da halka anons yapıyor 😁😁😁 polis aracı bile geldi bi ara gülmekten öldüm.. Elimde telefon gördüğüm kişiyi, aracı falan pazar gecesine kadar ihbar etcem...
Yarım saatte bir kendime en yakın pencereye çıkıp halkım evden çıkmayın evinizde kalın diye bağırıp duruyorum 😁 Evdekiler de kraliçe halkına sesleniyor diyor... Benim sayemde bizim mahalle ölü gibi çıkanı tehdit ediyorum çocuklar evine kaçıyor.. 🍷

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Melek olsan kanat seslerinden rahatsız olacaklar! 😉😊 Sana güzel olmadığını söyleyen o insanlar varya... Sen gerçekten çirkin misin? Neye göre güzel neye göre çirkinsin bunun bir ölçüsü var mı? Bak bana gözlerim kıpkırmızı küçücük kalmış, gözaltlarım mosmor, yüzüm gözüm şişmiş kıpkırmızı, dudaklarım paramparça, vücudumu sorsan dermanı yok ayağa kalkmaya.. Beni güzel, sağlıklı, sporcu bulan çevremdeki o insanlar vardı ya hani benim bu çirkin, bitkin, çökmüş halime de şahit oldular! Ve o günlerde bile insanlar beni güzel buldu! Düşünsene ben düşmüştüm geberiyordum ve insanlar karşıma geçip bana sen güzelsin güçlüsün şöylesin böylesin diyorlardı! Siz kendinizde güzel değilim burnum büyük, şişkoyum, dişlerim yamuk, boyum kısa gibi milyonlarca kusur buluyorsunuz ya hani aynanın karşısına geçtiğim zaman ben de kendimde milyonlarca kusur bulabilirim!!! Ve bana sarışın bomba, çok seksi, taş gibi gözüyle bakan o insanlar varya ellerine geçirdikleri ilk fırsatta hepsi beni bıçakladı.. Hem de sırtımdan... 🍷
Kendi kendime şarkı açıp dans eden bir kızım. Tek başına müzik dinleyen, kitaplara gömülen, dizi film izlemekten keyif alan, yemek yapmayı seven bir kızım. Kalbimi incitmediği sürece kimseyi incitmeyen bir yılanım belki de... Kendi kendini okşayıp miyavlayan bir kedi... Benden ne istiyorsunuz ki içimdeki kötülüğü ortaya çıkarıyorsunuz!
Reklam
Bir şeye önem verirsin gözünde değer kazanır ve sen o değerli ilan ettiğin şeyi gözün gibi korumak istersin. İnsanlardan sakınırsın, ismini diline bile almak istemezsin kaybederim korkusuyla... İşte ben öyle sevdim seni... Adını ağzımdan çıkarmaya korktum, ismini insanlara söylemeye korktum, kim olduğunu söylemeden bile ben birini seviyorum değer veriyorum demeye korktum. Çünkü bir şekilde insanlar başkalarının kendinden daha mutlu olmasını istemiyor bu en yakının olsa dahi. Ben en yakınımdaki insana bile senden bahsedemedim bu yüzden... Nazar eden olur, aramıza giren olur, çekemeyen olur diye... İnsan neye çok değer verdiyse onu kaybedermiş hem de korktuğu şekilde... Aramıza girildi ve ben hiçbişey yapamadım..... Yapamadım...
Bana zarar verdiğini bilirim. Sonrasında kusacağımı, başımın çatlayacağını, uykusuz kalacağımı bilirim bir daha içmeyeceğim derim de yine de o alkolü sabahlara kadar içerim. Daha bara klübe gitmeyeceğim düzenimi bozuyor mahvoluyorum derim ama her defasında da koşa koşa giderim. Sigara içmeyeceğim ciğerlerimi tıkıyor nefes alamıyorum beni hastanelik ediyor derim de canım her yandığında yakarım bir sigara... Aşk da böyle işte benim için bir daha sevmeyeceğim derim bir bakmışım ki aşık olmuşum aklım kalbime söz geçiremez olmuş. Bodoslama atlamışım hiç düşünmeden, ölçüp biçmeden, canımın acıyacağını hesaba katmadan ve her defasında da sonuç aynı kapıya çıkar... Canım her seferinden fazla acır. Bu yüzden ihtiyatlı olmak lazım ama ben aşkta ihtiyatlı olamıyorum...
Zoruma giden ne biliyor musun? Beni sevmeyişin değil Sevmediğini bildiğin halde bana Beni sevdiğine inandırman Ve bunu silah olarak kullanıp Beni kendine benzetmen. Benim kişiliğimi, huylarımı, çevremi eşimi dostumu aklına her ne geliyorsa Değiştirmek istemen, yanımda kimseyi bırakmaman Ve bunu başarman. Yeri geldi mi insanlara küfür bile ettirmen.. Durduk yere Sırf egonu tatmin etmek için Sırf ben daha değerliyim hissini her saniye Tatmak için.
inanmıyorum
Biliyor musun? Ben artık seni sevdiğime inanmıyorum! Sevgime de inanmıyorum. Boşuna seviyorum demişim aylarca... Boşuna canımı yakmışım Kendi canım yandıkça senin de canını yakmak istemişim. Sahi insan sevdiğinin canını yakmak ister mi? Canının yanmadığından eminim, Beni bir saniye bile olsa sevmediğinden de eminim. Bir yıl boyunca sırf boşluk
Bir ölüyü giydirmekten daha zor birşey yok yazıyordu kitabında bir yazar. Ben de diyorum ki bir ölüyü diriltmekten zor birşey yok. Hayır ölmekten ya da öldürmekten zor bir şey yok. Sen hiç birini öldürdün mü? Bir insanı... Gülümseyen, ağlayan, sevinen, kibirlenip böbürlenen, çabalayan, kahrolan, seni üzen, senin gözlerinin içini güldüren bir insanı... Ben öldürdüm. Öldürdüm sandım. Sonra ağıtlar yaktım ardından, şarkılar söyledim, yemekler yaptım onun için, yaralı kediler topladım sokaklardan annesi oldum yaraların(m)ı sarmak için... Sonra bir baktım ki ölü olan aslında benmişim. Defalarca kez öldürdüm kendimi. Bileklerini kesemeyen insan umutlarını kesermiş. Bense dünyaya umutla bakan masmavi gözlerimi zifiri karanlığa teslim ettim... Upuzun saçlarımı santim santim kestim canımın her acıyışında... Sarıya boyattım o çok sevdiğin kumral saçlarımı kimsecikler beni tanımasın diye. Evet ben defalarca kez öldürdüm kendimi sonu gelmeyen uçurumlarda, dibine erişemediğim kuyularda, uzanamadığım boşluklarda, dokunamadığım parmak uçlarında... Defalarca kez öldürdüm kendimi. Defalarca kez giydirdim ölü bedenimi, taradım sarı saçlarımı, baktım aynada feri sönmüş mavi gözlerime. Ve defalarca kez yine sevdim kendimi yılmayan yıkılmayan bedenimi.. Tekrar yanmak için bir ışık arayan gözlerimi ve içinde kocaman bir Tanrı taşıyan kalbimi...
Reklam
Bütün hastaların hastanelerde olduğunu mu düşünüyorsun? Ben düşünmüyorum. Aynanın karşısına geç, bedenini değil ruhunu hisset ona dokun. Eğer ruhuma dokunabilseydim gırtlağından sıkıp onu özgür bırakırdım. Ve demiştim sana kalbim Düşünebilseydi eğer atmaktan Vazgeçerdi. Kalbimi görmelisin harap, paramparça leş gibi.. İnsanlar yüreğimi görebilselerdi kaçacak yer ararlardı... Tıpkı kıyamet gibi... Ve insanlar nerede güzel olan varsa oraya koşarlar. Kalbimi bir köşeye itip vücudumun onlara çekici gelen yerlerine odaklandıkları gibi. Ya sen sevgilim dudaklarımı, göğüslerimi.. Herşeyimi bir kenara itip yara bere içinde olan kalbimle sevişmek ister miydin?
Kimse düşünmedi canımı ne kadar yaktığını ve kimse önemsemedi canımın ne kadar yandığını. Birlikte gülümsemek istemiştim sadece ya da ağlamak. Kafamı yastığın altına gömüp hıçkırıklarla ölmeye çalışırken de yoktunuz yanımda. Hep boktan önyargılarınızla yaklaştınız bana. Oysa ben kızgınlıklarınızdan çiçekli peluşlar yapabilirdim boynunuza. Kırgınlıklarınızı başımın tacı yapardım sırf iyileşin beni sevin diye. Yaralarınızdan öperdim bir ömür boyu yanımda kalın diye. Ve varsa vicdanlarınızdan öperdim beni bir kez olsun anlayın da o alay eden, gülen, dalga geçen, küçümseyici bakışlarınızı üzerimden çekin diye..
NASIL ÖLMÜYORSUN DEMİYOR KİMSE
Herkes diyor ki yapma Kumral uzak dur Kumral unut Kumral diyor. Ben sanki bilmiyorum bunları! Ama kalbim anlamıyor ki kalbimle aklım savaş açıyor birbirine! Kimse demiyor kimse Kumral bu kadar severken nasıl dayanıyorsun, nasıl her sabah hiçbirşey olmamış gibi yataktan kalkabiliyorsun, tuvalette yatakta boş bulduğun her yerde nasıl hüngür hüngür ağlayıp tekrar kendine gelebiliyorsun? Masada gözlerinden yaşlar akmaya başlarken nasıl kendini tutuyorsun? Odanda saatlerce ağlayıp gözlerin mosmor olduktan sonra nasıl annenin babanın yüzüne bakabiliyorsun demiyor kimse hiç kimse demiyor. Kumral yolda bile yürürken ağlıyorsun nasıl ayakta durabiliyorsun demiyor. Neyin var diye soranlara hiçbir şeyim yok herkesten nefret ediyorum diyorsun da sesin titrerken nasıl gözyaşlarını tutuyorsun demiyor kimse. Canın bu kadar yanarken kalbin paramparça olmuşken nefes dahi zor alırken nasıl konuşuyorsun gülümsüyorsun ruhum diye kaydettiğin insan içinde can çekişirken ruhun ölmüşken nasıl hala ölmedin demiyor kimse!!!
Savaş
Her yer kan... Kopan bacaklar kollar. Üç dört yaşlarındaki bir çocuk elinde kopmuş insan kafası. Bir adam vatan aşkıyla yanıp tutuşuyorsa durduramazsınız. Gitme diye yalvardığımı ağladığımı yakardığımı unutmadım baba! Annem nerde diye ölüp ölüp dirildiğimi unutmadım anne! Yanıma tek kalan sendin kardeşim!..
Ekim ayında 7 tane kitap okumuşum. 😍
89 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.