Yiğit

Yiğit
@mizantrop_peygamber
leylakların kahrından öldüğü zamandayım zaman üstümde bir gülle, üstüme zincir vurmuş alçaklar susuz çağlayanların altında ıslanırken geldi aklıma ayak basılan tozlar ve duyulmayan bunaklar hafif sözler söyledim hayat hakkında nefsin tartısında kifayetsiz sözler akan kanla ve metal madeniyle tartıldı gözler ve toprak görmemiş cesetler babam, hep dostlarımdan ürkütürdü beni büyük enkazlar anıların var ettiği eşyalarla dolu kırık kanatlı kuşların seması varken kafamda bileklerimde dururken ruhumun şeması ölümü ve ayrılığı bekledim kıyameti beklemenin soğuk karın sancısı
Reklam
İpekyolu Destanı
sevgi, aşk ve kan bileğimin uyuştuğu milatta öğrendim doğru ve dikenli yolun durakları, şanlı ve şöhretli dostlarım. bilirim hoştur yıkanmak ilham dolu damarlarda hangi jiletten pas, bıçaktan nefret doldu bilinmez bakire susmaktan, konuşmaktan çekinmez fahişe uçmakla mı mükellefti bu kuşlar ötelerde bir soğuk mu var? aşk mıydı senin ki soğuk değil miyim yoksa geçmiş duraklar kadar mahzunun isyanı yazılmaz, parlar şeytanın zehirli kelamı güneş açmaz yaralarıma, yıkanmaz kanlı gömlek susturamam, anlatır kan, sızı ve ağrı düşen taşları ve kırılan dalları titrek el, birleşen dudaklar, sıcak ten ve ıslak göz sarp yokuşlu zirveler ve uçlardaki naralar aşıkların. yazılmaz destanlardan, kahreden mucizelerden çınlar kulaklar sen, ben ve kopmuş kıyametten
Asrı ve akşamları kaçırdım Kanımın gölgesi çöktü üstüne Yalnızlık çekmedim hiç. Yorgun ilaçlar ve geceyi bekleyen bir şair ile. Her daim asılsız kavgalar çıkardım, Henüz filiz vermiş, toy bir öfkeyle Ezana yabancı bir kulak Kuşların sanatına kör gözler Çınar ağacının dallarında Çoktan unutulmuş, ağır sözler Kuru gölde yaşayan tek ses senin Senin sesin çatlatıyor kuru toprağı Sevgi adına yazılmış paçavralar, Kullanmış kurnazlar en cılız ağı Ve asılmış yalanlar, kırılmış dallar. Değilmiyiz sevdalı? Sevsek önümüzde ne engel kalırdı ne dağlar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yiğit

Yiğit

, 1000Kitap'a katıldı.