Güçlüydü günahlar, güçlüydü peygamberler Tanrım, biz ne kadar da güçsüz kaldık… Veliler, ızdırapların çocuklarıydı, Biz ızdıraptan da, zevkten de, senden de öksüz kaldık.
“Biz farkında olmadan dinimizi bid’at çöplüğü haline getirmişiz. Ayetten, sünnetten habersiz o, bu, şu üstadın yazdığı romanlarda, dergilerde Allah’ın zaten bize bildirmiş olduğu hakikatleri arıyoruz. Ya da ruh hastalıklarımızın şifasını Freud Erik From gibi sapıkların uydurduğu laf kalabalıklarında arıyoruz. Müslüman Kimliğini Nasıl Oluşturuyor? panelinde, Psikolojide okuyan arkadaşın, çocuk eğitimi hakkındaki ayet ve hadislerden habersiz, Erik From’un düşüncelerini savunduğu o gün gözümün önünden gitmiyor! Allah’ın bildirdiği hakikatleri yanlış yollarda yanlış araçlar içinde arıyoruz. Kendimizi anlamadan, Müslüman benliğimizi oluşturmadan gâvurun dilini öğrenmeye kimliğini anlamaya çalışıyoruz. İşe tersinden başladığımız için, akıntılara kolayca kapılıyor, helak olduğumuzun farkında bile olmuyoruz. Peygamber efendimiz(SAS) İslam’ı tebliğ ederken tiyatro oynatarak, İslami filmler çevirerek ya da onun bunun romanlarını okuyarak yapmamıştı. Tebliğde her yolu mübah bilip, kendi kafamızdan, kıt aklımızdan bid’atler fışkırtıyoruz.”