Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
meltem Aktaş
meltem Aktaş
@mltmaktas
öğretmen
lisans
izmir
74 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Ben kitabı Dorlion yayınları'nın çevirisi ile okudum. Acaba gerçegi mi çevirdiler diye de düşünmedim değil. İnanılmaz imla hataları mevcuttu .Kitabın özüne gelirsek Jack london'ın sade ve akıcı dili bu kitapta da baş göstermiş ayı balığı avına çıkan sözde saygısız ve çok güçlü olan kurt Larsen ile weyden 'in hikayesi sonlarında bir de bir bayanın eklenmesi ile azgın denizdeki vahşi gemici hayatına naif bir aşk hikayesi ekleniyor. Ben kaptanı bahsedildiği kadar acımasız bulmadım. Kitapta oldukça sert bir balıkçı hayatı geçiyor. Ölmek ya da sürünmek arası gelgitler yaşıyor mürettebat.Elbette aylarca süren deniz yolculugu sinirleri geriyor ve onca erkek arasında acımasız kavgalar yaşanıyor.Larsen ile weyden in ilişkisi en elle tutulabilir olanı .Kibar,beyfendi weyden mayasında sertlik olmadigini sonuna kadar ispatlıyor.
Uzun zamandan sonra polisiye ve cinayet kitapları okumayı özlemişim.Bir çırpıda çok akıcı diliyle okunacak bir kitap.Öyle çok karmaşık,isim kalabaliklari ve betimlemeler de yok ustelikBölümler kişilerin yaşadığı olaylarla ayrılmış.Bir kadının çocukluğundan beri maruz kaldigi bir çok olaya zeki ve cesur tavrıyla başkaldırısinı görüyoruz.Toplamda biri bağımsız diğer 4 u birbiriyle bağlantılı 5 cinayet soz konusu.Ve son "Aha şimdi bitti denecek türden "
Çevremiz bizi mutlu yada agresif yapıyor
Ulkemizde var olan ve yaşları ileri olduğu için bir gün gidebilecek olduklarını bildiğim insanların hayat hikayelerini deneyimlerini geçmişlerini dinlemek okumak çok hoşuma gidiyor. Celal hoca'nın söyleşide bahsettiği insanların birçoğu ders kitaplarında bilim dünyasında hep ismi geçen insanlar. Hani derler ya" bir insan etrafındaki 5 insanın ortalamasıdır" diye bu yüzden belki de çocuklarımıza yapabileceğimiz en iyi şey ,etrafında iyi, vizyonu ve misyonu olan kaliteli insanlar bulundurmaktır. Bu kitap tam da ondan esinlenerek çok iyi bir isimle piyasaya çıkmış. Etrafımızda gördüğümüz gün içerisinde devamlı mücadele ettiğimiz türlü cehaletler bizi mutsuz, depresif, agresif ,isyankar yapıyor ve maalesef ki bu insanlar mitozla çoğalır gibi çoğalıyor .Kendileri neyse çocukları da aynı oluyor. insan mücadeleden yıliyor."Bir toplumun toplum olabilmesi için önce bir hafızasının olması gerekir.Bu hafızanın olması içinde toplumda elitler sınıfı ve aristokrasinin olması çok önemlidir "." Medeniyet bilim temelli ve içinde yaşarken tartışan insanların birbirini öldürmediği bir sistemdir."
Okur Takip Önerileri
Nörotransmitterler baş belası olabilir mi?
Daha öncelerde okuduğum "kadın beyni erkek beyni" " ben bilmem beyin bilir "ve "karısının şapka sanan adam "kitaplarından ortak araştırma notları içeren beynin farklı kısımlarını oldukça yalın ve herkesin anlayabileceği bir dilde ilginç örneklerle sunan çok keyifli bir kitap. Kitabın içinde mutlu beyin ,okuyan beyin ,aşık beyin, yaratıcı beyin ,suçlu beyin ...gibi alt başlıklar altında dünyada var olan ilginç insan hikayeleri ile zenginleştirilmiş bir kitap. Dünyada belki de ilk kez isimlendirilen bazı vakaların ilginç hikayeleri farklı hastalık türleri oldukça şaşırtıcı. Böyle kitaplar okuduktan sonra bazen etrafımdaki anormallikleri saygısızlık, aptallık ya da terbiyesizlik görmemek mi gerekir acaba? diye düşünüyorum. Belki de o insanlar toplumda normal karşılanan davranışları yapamamalarındaki sebep ruhların da bedenlerinde bazı şeylerin eksik ya da yanlış oluşmasından olabiliyor. Beynimiz bizi çözülmeyen birçok noktasıyla çok farklı yönetiyor .Hormonlar, nörotransmitter maddeler bizim dünyayı algıladığımız biçimde herkesin algılayamamasını sağlıyor.
"Ya istiklal ya ölüm "
Bir yanda yüzyıllardır var olan ve sinirlari aşan ama sonralarda bu gücü ve şanı alt edercesine, geleceğini ve gecmisini İngiliz mandasina emanet eden bir saltanat;diğer yanda ya istiklal ya ölüm diyen bir asker.Bu günlere kolay gelinmedi ülke heryerden aç pisliklerin istilası altındayken ve büyük cehalet ,yokluk ve din sömürüsü ile somuruluyorken bir kurtarici beklemek yerine aklı ,ileri görüşlülugu,kararli duruşu ile yeni bir ülke yaratti.Kitap herkes tarafından muhakkak okunmalı, okutulması gereklidir.Bence MEB bunu ücretsiz dagitmali.Altini cize cize okudum.Bana bu ülkede bu bayrağın altında bu dili konusarak her sahada eşit haklarla yaşama hakkini tanıyan Mustafa Kemal Atatürk'e saygı ve hürmetlerimi sunarım
Ne güzel ki gerçekleri var.
Hayatının son 30 yılını yüzlerce hektarlık çorak bir alana tek başına yeniden ağaçlandırmaya adayan ve bunu başaran olağanüstü bir karakterin hikayesi anlatılmış.Kitabın sonunda yazar maalesef ki karakterin gerçek olmadığını ama insanlara ağaç dikmek konusunda iyi bir miras bırakmanın yolunun bu olduğunu dudunmus. Kitabından hiçbir gelir beklemeden herkese dağıtılması için bir anlaşma yapmış.internet haberlerine baktığımızda her ne kadar buradaki kahraman bir kurgu da olsa hayatıni bu işe adamış yüzlerce hektarlık araziyi binlerce ağaçla donatmış yerli ve yabancı insanları göreceksiniz ve dünyaya bırakılmış en büyük miras olduğunu siz de anlayacaksınız.
Madursun ama katilsin
Bir okulda zorbalıklara maruz kalan Peter'in intikam planını konu alan bir kitap.Okurken hiç sıkılmadım.10 kişinin ölümüne ve daha fazlasının yaralanmasına neden olan bir ergen'in savunulacak ne yanıvar diyebilirsiniz.Ama okurken çoğu zaman ona hak veriyor,yanlış da olsa haketmisler diyorsunuz.596 sayfa kitabı elinden bırakamadım.Her anını sanki bir Amerikan gençlik filmi izler gibi canlandirdim hayalimde.Bizim.ulkemizde çok şükür ki okul katliamları konuşulmuyor Ama akran zorbalığı sadece okullarda değil ,otobüste ,çocuk parklarında ve hatta marketlerde bile.Cocuklarimizin gün içinde yaşadıkları bir çok şeyi bilmiyor,kontrol edemiyoruz.En acısı da bizden yardım isterlerse ne yapacağımızı ,nasıl davranacagimizida bilmiyoruz.Zorbaliga maruz kalan kişi korkudan,tehditten,birşey yapılmamasından sessiz kalmayı kurtuluş goruyor.O sessiz kaldıkça zorba keyif alıyor dozajı artırıyor.En kotusude yasalar dövüldüğünde ,soyulduğunda,kandirildiginda seni ortada kaderinle bırakıyor.Bu kitaptada daha anasınıfınin ilk gününde bile zorbalığa ugrayan Peter'in mahvolan hayatını konu ediniyor.sonunda ne iyiler ne kötüler kazanıyor
Bazılarının tarifi yok
Kaç kere elimden sinirle,öfkeyle bırakarak sonra yeniden okuduğum bir kitap.insanlar bunları okuyup niye içini karartiyorsun dediler.Sonra düşündüm bizim okurken dahi içimizin kararacagi endişesi varken bu insanlar,küçücük çocuklar etraflarındaki duyarsızlık,çaresizlik,umursamazlık yüzünden bu acıyı yaşıyor.Bizim görmezden gelmemizin onlara bİr yararı yok.Belkide görülmek istiyorlar,birileri farketsin istiyorlar.Kitap çeşitli uzmanlarla bir ropartaj havasında geçiyor.Yasanmis hikayeler bu kişilerin orneklendirdigi vakalar.Adaletin yetersizliği,uzman yetersizliği cahillik ve toplum baskısı insanların travmaların katlıyor... "Ensest, tanımı gereği aile içinde babanın, abinin, amcanın, dayının, dedenin kız/erkek çocuğun ruh ve beden bütünlüğüne en
büyük zararı verecek olan cinsel istismarı (taciz-tecavüz) yaşatmasıdır.
Bir çocuğun ruh ve beden olarak hazır olmadığı, muhakeme edemeyeceği, riza gösteremeyeceği davranışlara ve cinsel eylemlere katılması çocuk istismarıdır."
Özellikle bizim toplumumuzda çok önemli olduğunu düşündüğümuz anne baba kutsaldır, fedakardir ,herşeyi çocukları için yapar olgusunu alt üst eden bir kitap.Kitabin bazı bölümlerine katilmamak elde değil bazılarında ise işte yetistirilme tarzimizdan bu kadar da olmaz diyeceğim bağlantılar kurulmuştu.Kitap Alice Miller dan alintilarla dolu ,onun kitaplarını okuyormussunuz gibi.
Sözlük lazım
7 yaşındaki bir kız çocuğunun cuzzam hastalığına yakalanması sonucu kendi gibilerin yerleştirildiği bir adada çok uzun yıllar tüm arkadaşlarının ve sevdiklerinin ölümlerine şahit olmasını konu edinmiş bir kitap.Yöresel olduğunu düşündüğüm çok fazla yabancı kelimeyi barındırıyor.Okurken çoğu zaman üstünden atladigim artık ne diye düşünmedigim çok kelime vardi.Benim gibi çok kafayı yormadan okursanız konu anlaşılıyor.İçinde imla ve yazım hatalari olmasına rağmen konu olarak güzel ve dramatik bir hikaye. Rachel' babası ve eşi ile ilişkisinden çok etkilendim.
insansı olmak
Azra kohenin okuduğu 2 kitabı gör beni den sonra ilk 120 sayfa ne okuduğumu çok da net anlayamadım farklı bir dünyada olan iki kişinin yaşam şekillerini anlatıyordu. Sonra dünyaya geldiler ve etrafında gördükleri yaratıklara insan değil insansılar demeye başladılar ve anlattıkları onca şey dünyada her gün önümüze çıkanların çok az bir kısmını da oluştursa mide bulandırmaya yetti. Kaldı ki biz bu evrende yaşarken çok daha fazlasının olduğunu zaten biliyoruz .İnsansı tanımı bu yüzden kullanılmış en iyi kelime. İçinde çocuk cinayetleri ,organ mafyası ,cinsel taciz, doğa katliamı ,hayvan katliamı ve benzeri birçok olayı göz önüne seriyor ve bunları yaparken çok gelişmiş bir yerden gelen iki kişinin insansıların yaptığı her türlü davranışın ne kadar ilkel ne kadar saçma ve ne kadar komik olduğunu göz önüne seriyor. Modayı ,yemekleri ve hatta vergi sistemini bile çok ilginç bir bakış açısıyla inceliyor. Muhakkak okumalısınız ilk 120 sayfaya tahammül ederseniz sonrasında keyif alacağınızdan eminim.
Kendisi bir gençlik kitabı sayilsada bence yetişkinler okumalı.Dagilmus ailelerde ki çocukların cabalamalarini görmek için boşanan ve yeni hayatlar kuran eski ebeveynler,Dehp li çocuklarla birlikte çalışan egitimciler ,sınıf arkadaşları, yöneticiler herkesin kendinde "acaba "diyebilecegi bir yerler muhakkak çıkacaktır.Yillardir eğitim camiasının içinde birçok bireysel egiteme ihtiyaç duyan çocuklarla çalıştım ve kalabalık sınıflarımızda teshisleri koyulmamis daha niceleri var.Kitabi okurken keşke imkanlar el verse ,daha fazlasının hayatına dokunabilsek.Bir çok özel gereksinimli çocuk, kalabalık siniflar,sınav mücadelesi yetiştirilmesi gereken müfredat ve disiplin eksikliği yüzünden destek göremiyor.Simariklik diye adlandırdığımız bir çok hareketin altında belkide bu sebepler yatıyor.Ozel gereksinimli bir çok çocuk için, boşanan ebeveyn çocukları için yapılması gereken çok şey var.Bosanan anne ve babasının birleşmesi için türlü türlü hircinliklar yapan Elin ve Dehp' li ve annesi tarafından babasının yeni ailesinin evine gönderilen Jamie 'nin hayatından bir bölüm anlatilmis.
Henüz bitirmedim konusuna hakim değilim fakat yazar ilk sayfalardan beri tren yolculuklarindan bahsediyor.Tren kelimesini her yerde tiren şeklinde yazmış.Kendimden şüphe ettim.Hikaye sanki bir köşe yazisi edasıyla tuhaf bir üslupta ve yanlış yazimlarla yazılmış.
Kitabı iyiki yazarın diğer kitaplarından once okumamisim. Yoksa beğendiğim diğer kitapların hiç okuyamayacaktim. Sonunu göremediğim bir kitap ama bunun için de hiç pişman olmadım içinde bolca tasavvufi olan sembol ve kelimeler var eğer mistik tarzda yazılan bu hikayeleri yabanciseniz siz de benim gibi anlamayacaksıniz.
Merakla elime aldigum bir kitap oldu.Okurkende merak içindeydim ama içindeki devamlı Google bakmak zorunda kaldığım yığın halindeki terimler kitabı sevimsizlestirdi.Ender rastlanan bazı hastalıklar anlatılmış ama tıbbi terimler içinde boğulmuş bir kitap.keske bu hastaların en belirgin yanları bir roman edasıyla anlatilsaymis.
B.a.y.i.l.d.i.m.Biyoloji okumayı ,anlatmayı çok seven biri olarak çok keyif alarak okuduğum bir kitap oldu.Bitsin istemedim.agzimiza attığımız bir İskenderin tüm sindirim sistemi boyunca nelerle karsilastigi hem çok güzel anlatılmış hem çok sevimli resmedilmiş.mikrobiyotamizin tüm hayatımızı şekillendiriyor ve kendi vucudumuzda bile trilyonlarca misafir barındırıyoruz.kitabi muhakkak okumalısınız ve hatta okutmalisiniz
Yazar ilk iki yılın anne çocuk arasındaki öneminden bahsediyor.uzun süren emzirmeler,birlikte yatmalar çocukla geçirilen her dakikanın güvenli bağlanma konusunda ileride yaşayacağı bir çok şeyi önleyebilir olmasindan bahsediyor.Gelelim gerçeklere kadınlar maalesef tek derdi çocuk bakmak olmayan kişiler .Bu yaptıkları işler nerede yaşadıkları ile de alakalı olarak değişir.Koyde akşama kadar hayvan,bağ,bahçe...şehir de en iyi ihtimalle 8_5 Mesai .Devlet bile yeni doğum yapmış olan bir kadına 2 ay hak tanıyor .O zaman sizce saplantılı ilişkilerden çıkmayanlar,haksızlığa uğrasa dahi olduğu yeri terk edemeyenler ,hayır diyemeyenler ,şiddet gösterenler ve hatta görüp ses cikarmayanlar sırf bu güvenli bağlanma sürecini iyi atlatamamis olanlar mi? Bu arada babalara çok bir rol yok.Boyle olmalı o zaman baba çalışıp dışarı işleri yapmali ,anne tüm gün çocuğunun işleri ile ugrasmali ,hiç bir ekonomik kaygısı olmamalı...
Çok sevdim
.Daha önce hiç Elif Şafak okumamıştım.Ama bu kitaba başladığım an hani ilk sayfalarda bu çabuk bitecek dediğimiz kitaplar vardır ya öyle oldugunu anladım.leylanin amcası tarafından uğradığı istismar sonrası İstanbul'a kaçması ve düştüğü bataktaki hayatını konu almis.Kitap çöp tebekesinin yanında bulunan bir hayat kadının 10 dk 38 saniye boyunca hayatının bir film şeridi gibi gözünün önünden geçmesi ve 5 kadim dostunun kimsesizler mezarlığındaki mücadelesini konu alıyor.Kurgusu ve akışı oldukça güzel.Bu kitaptan sonra Kilyos daki kimsesizler mezarligini merak etmedim değil.internet arastirmalarimda gördüğüm resimler maalesef ki yaşarken saygı görmeyenler oluncede görmüyorlar..
Babası tarafından istediği adamla evlenmedigi için akil hastanesine kapatılan bir genç kızın yaşadığı her turlu dramı konu almış.1960 lara kadar insanların sırf psikolojik problemleri var diye üremelerine ve bozuk bir nesil dünyaya getirmemek icin akıl almaz oyunlar çevrilmesi ne acı.Kitap kurgusal olsa da dönemin akil hastanelerinin bu şekilde çalışiyor olduğu maalesef ki gercek.Guya akıl hastanesi ama doktor muayenesi yok.
Yahudi soykırımına ait bir çok kitap okudum ama içinde çocukların olduğu bu kitap çok daha derinden yaralıyor.Kucuk Brunonun ablasına sorusu karşında aldığı cevap aslında bir çok şeyin ne kadar da saçma, boşuna yapildigini göz önüne seriyor.Onlar neden orda diyor Bruno ablası çünkü onlar yahudi diyor."Biz neyiz?" diyor Bruno ,ablası "biz yahudi karşıtı" ....
