küçük bir kabarcıkta
sönüp gitti aydınlık
ansızın geceyle doluverdi pencere
gece boş seslerin kalabalığıyla dopdolu
gece zehirlenmiş nefeslerin zehrinden gece…
kulak verdim
karanlığın korkunç caddesinde
biri kalbini
değersiz bir şeymiş gibi
ezdi ayağının altında
karanlığın korkunç caddesinde
bir yıldız patladı
kulak verdim…
ey mutluluğun gösterişsiz ülkesinin sakinleri
ey yağmurda açılan pencerelerin yoldaşları
onu bağışlayın
onu bağışlayın
çünkü aldanmış
çünkü sizin ağır varlığınızın kökleri
onun gurbet topraklarını delip geçiyor
ve onun kolay inanan kalbi
hasretin acı darbeleriyle
göğsünün bir köşesinde şiştikçe şişiyor
Ses çıkarma o ıssızlıkta
Bir yalnızlık değil bu;
Çünkü, yaşamda önün sıra
Duran ölülerin ruhları
Ölümde de yine çevreler, ve onların
İstekleri gölgeler seni; ses çıkarma.
ne istiyorum bilmem ey Tanrım
gece gündüz neyin peşindeyim
ne arıyor yorgun bakışlarım
niçin sönmüş bu yanan kalbim
kaçıyorum tüm tanıdıklardan
ıssız bir köşeye sığınıyorum
bakışlarım karanlıklara gömülmüş
hasta kalbimi dinliyorum
kaçıyorum tüm bu insanlardan
görünüşte yakın ve yoldaş olan
fakat içlerindeki hareketlerle
eteğime yaftalar yapıştıran