ışığın, aşkın, acının ve karanlığın şehrinden
seher vakti gitti bir kadın sürükleyerek eteğini
kayıp, perişan bir kuş gibiydi
dermansız, yorgunca yuvasına gitti
senin için kim nerede döktü gözyaşı
kim nerede anladı dilinden
anlamadılar hiç bu garibin
ıstırap yüklü sesinden
ona verdiklerim için üzgün değilim
hasret, ıstırap, matem yok
yeri dolmayan gönül dışında
vallahi başka hiçbir
eksiğim yok
.
.
.
beni bırakıp terk eden
peki neden bu kalbi geri vermedi
yazık bana ki karşılıksız bağışladım
perişan hâldeki bu gâfil kalbi