Oğullarla babaları arasındaki fark, belki de çocukların kendilerine ataları kadar değer vermemelerinden, içlerinde gücün yalnızca gölgesini bulabildikleri için de büyüklüğün gereklerini yerine getirmeyi yararsız bulmalarından ileri geliyordu. Oysa babalar, çevreleri bütünüyle karardığı halde hâlâ güneşin yaldızlı ışınlarıyla parıldayan tepeler gibi, sönüp giden büyüklüklerinin ayrılmaz parçası olan terbiyeyi elden bırakmıyorlardı.