İdealist başöğretmen Zehra ve babası Mürşit'in dramatik serüveni..
Yazar, cumhuriyet dönemi öncesi iş ve sosyal yaşam çatışmalarını ve uyumsuz ilişkileri anlatırken, dönemin harap yaşantısı hakkında bilgiler de vermiş.
Zehra çalışkan, titiz, başarılı fakat zaaf ve çirkinlik gösterenlere karşı acıma duygusundan yoksun bir genç kadın.
Fedakârlıklarla dolu, ama hep yanlış anlaşılan Mürşit bey, bir kızını bu yoksulluk ve acı dolu hayattan tevafuk sonucu çekip çıkarabilir.
Mürşit çevresindeki insanların ona olan bakışları ve ön yargılı çirkin cümlelerine rağmen içindeki bazı değerler uğruna dimdik durmaya çalışıyor. Bu gerçekten etkileyiciydi. Yazar hüznü ince ince işlemiş. Zehra... Acıma duygusu Zehra'nın hayatına maalesef gerçeklerle birlikte giriyor.
-Kötü hüküm vermeye alışkın insanlar genellikle iyinin farkında olamazlar. O iyi ki, onlar kaybedinceye kadar avuçlarının içindeydi.