Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emine⁷

Kulaklıklarımı çıkardığımda sessizlik yeniden üzerime çullandı. Sessizlik kulaklarla duyulabilen bir şey. Bunu da yeni öğreniyordum.
Sayfa 196 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
O pırıltılarla kaplanmış gökyüzünün altında, bir kez daha şiddetli bir korkuya kapıldım. Nefesim daraldı, kalp atışlarım hızlandı. Milyonlarca yıldızın bakışları altında yaşadığım halde, o ana kadar varlıklarının farkına varmamıştım. Yıldızlar hakkında doğru dürüst bir kez bile düşündüğüm olmamıştı. Hayır, yalnızca yıldızlar değil. Onların dışında, bu dünyada benim henüz farkında bile olmadığım ya da bilmediğim ne kadar çok şey var acaba? Böyle düşününce, kendimi çaresiz hissediyor, ümitsizliğe kapılıyordum. Nereye kaçarsam kaçayım bu çaresizliğimden kurtulamıyordum.
Sayfa 192 - Doğan KitapKitabı okudu
Her şey tamamen hayal gücü sorunu. Sorumluluğumuz hayal gücümüzün içinde başlıyor. Yeats "In dreams begin the responsibilities (Sorumluluk rüyalarda başlar)" diyor. Tamamen öyle.
Sayfa 186 - Doğan KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Japonya küçük bir ülke, ormanda kaybolmak söz konusu olamaz, diye düşünebilirsin. Fakat bir kez kaybolursan ormanın aslında ne kadar derin olduğunu anlarsın."
Sayfa 164 - Doğan KitapKitabı okudu
"Sen yalnızlığa alışıksın" dedi Oşima. Başımı salladım. "Fakat yalnızlığın farklı türleri vardır."
Sayfa 159 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Fakat söyleyebileceğim tek bir şey var: Bir tür tamamlanmamışlık barındıran eserler, o tamamlanmamışlıklarından ötürü güçlü bir cazibe yaratırlar.
Sayfa 156 - Doğan KitapKitabı okudu
Kitapları acele etmeden okurum. Zamana yayarak satır satır okuyanlardanımdır. Metinden keyif almaya çalışırım.
Sayfa 152 - Doğan KitapKitabı okudu
"Fakat insan kendini bir şeylerle özdeşleştirerek yaşar" dedi Oşima. "Böyle yapmak zorundadır zaten. Sen bile, farkında olmadan öyle yapıyorsundur. Goethe'nin dediği gibi, dünyadaki her şey metaforlardan ibarettir."
Sayfa 150 - Doğan KitapKitabı okudu
Şiddet, bütün çocuklar için yüreklerinde iyileşmeşi güç bir yaradır.
Taşrada aile içi şiddet kol gezer. Babaların büyük kısmı çiftçidir. Herkes büyük sıkıntılar içinde yaşamını sürdürür. Sabahtan akşama kadar bitkin düşene kadar çalışıp da işin içine bir de içki girince, el ve ayakla müdahale sözcüklerin önüne geçer. Bu herkesçe bilinen bir durumdur. Çocuklar açısından bakılacak olursa, bir iki kez dayak yemek çok doğal bir şeydir ve yüreklerinde ağır yaralar açmaz. Fakat Nakata'nın babası üniversite profesörüydü. Annesi de, bana gönderdiği mektuptan anladığım kadarıyla, iyi eğitim almış bir insandı. İşin özü, elit bir aileydi. Eğer, öyle bir aile içinde şiddet ortaya çıkarsa, büyük ihtimalle taşralı çocukların aile içinde günlük olarak karşılaştıkları şiddetten farklı, daha karmaşık unsurlar yüklü ve iç dünyayı köten etkileyen bir şiddet olur. Çocuğun kendi iç dünyasında tek başına taşımak zorunda kalacağı ağır bir yük haline gelir.
Sayfa 145 - Doğan KitapKitabı okudu
"Yine de bazı şeyler hakkında kesin kararlar vermek için çok erken. Dünyada hiçbir şey kesin değildir."
Sayfa 127 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"Bay Nakata, zorbalığın hâkim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu zorbalıktan kimse kaçamaz. Bunu lütfen unutmayınız. Ne kadar dikkatli olursanız olun yeterli olmayabilir. Bu insanlar için de kediler için de geçerli."
Sayfa 117 - Doğan KitapKitabı okudu
Çoğu insan kedi denince, gün boyunca bir gölge bulup keyif çattığımızı, iş güçle uğraşmadan rahat bir yaşam sürdüğümüzü sanıyor, ama kedilerin yaşamı o kadar da tozpembe değil. Kediler güçsüz, kolayca yaralanan canlılardır. Ne kaplumbağalar gibi sert bir zırhımız ne de kuşlar gibi kanatlarımız var. Köstebekler gibi toprağa dalamaz, bukalemunlar gibi rengimizi değiştiremeyiz. Kedilerin her gün ne tür acılara maruz kaldığını, boşu boşuna bu dünyadan göçüp gittiğini insanların çoğu bilmez.
Sayfa 115 - Doğan KitapKitabı okudu
"Bu dünyada gerçekten yürekleri hasta insanlar var."
Sayfa 115 - Doğan KitapKitabı okudu
Yüz yıl sonra, büyük olasılıkla buradaki insanlar (ben de dahil) yeryüzünden silinmiş, toprağa ya da küle dönüşmüş olacak. Böyle düşünmek tuhafıma gidiyordu. Önümde olan her şey bir serap gibi gelmeye başlıyordu. Sanki rüzgâra kapılıp her an savrulup gidecek gibi. Ellerimi açarak dikkatle baktım. Şu an yaptığım işin bir amacı var mıydı acaba? Neden yaşama böylesine sarılmam gerekiyordu?
Sayfa 79 - Doğan KitapKitabı okudu
Yaşadığım dünyada çok farklı insanlar ve çok farklı kediler var."
Sayfa 72 - Doğan KitapKitabı okudu
1.155 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.