"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
-Annem...!
Dört mevsim yediveren mor çiçekli bir daldı.
Tüm anneler gibi onun da binlerce karatlık bir yüreği vardı.
Balkondaki ipe çamaşır sermek yerine,
mahallemizin serçeleri okuyup kültürlensin diye şiirler asar,
Kuşlara edebiyat öğretmenliği yapardı.
Teri gül, teni gül Annem…!
.
-Yüreği güzel olanın dili de güzeldir.-
-Bir insanı,
en çok annesi sever gerisi yalan.
Bir insanın adını,
en güzel annesi söyler gerisi yavan.-
Evli erkeklerin korkulu rüyası "mor cepken." Mor cepken, kadınların çeyizine konurmuş eskiden. Çeyiz sandığının en altına konur ve evlenen kadının onu hiç giymemesi temenni edilirmiş. Çünkü; kadının o mor cepkeni giyip, evin damına, bacasına, köy meydanına, herkesin görebileceği bir yere çıkması, "Kocamı sevmiyorum, kocam bana
4. En sevdiğim rengi soruyor arkadaşlarım. Mor diyorum, mosmor. "Bir çocuk küçükken en çok neyi görse, sever onu" diyordu anneannem. Büyüyünce nefret edecektir belki. Böylece sevgiyle nefret arasındaki uçurumda yitip gider. O uçurumda sağ kalmaya çalışırken, yeni yeni insanlar tanıdım. Yeni hayatlar dokundu hayatıma. Yeni renkler gördüm ama üzerime en çok mor yakışır benim. Bileklerim, dizlerim hep mordu. Bedenimin bir parçası olmuştu. Küçükken. Senin sayende. Acısını da hissederdim. Renklerin canı varmış diye düşünürdüm hatta. Şimdi düşünürken buruk bir tebessümden öteye gitmiyor. Artık anlıyorum, baba. Sevdiğin için değil nefret ettiğin için vermişsin o desenleri ruhuma. Seni unutmama engel olan şey de bu sanırım. Korkarım ki ne bu dünyada ne de öbür dünyada seni unutamayacağım. Bunu kendime itiraf etmek çok zor ama önemli olan seni nasıl hatırladığım. En azından bunun için teşekkürler.
1. #110296058
2. #111079238
3. #111414703