ah ah!
gönlüm çilem,
aşkım, kederim, acım, gönlüm!
sustukça hoş geçimlim,
dile geldikçe parlayan alevim.
kopup saçılan gerdanlığında
soylu nedimelerini savrulan incileri
yere inen hüzünlerim.
aramadan bulduğum yola koyulmuş göçüm.
bir türlü kavuşamadığım,
kavuşmaya doyamadığım.
dışında olamadığım,
içinden çıkamadığım.
gecelerin hakimi, gözyaşlarımın pınarı efendim. tozunu yıkamaya erişemediğim,
pasını silemediğim.
karanlığım, güneş’im. gönlüm, aziz dostum! nerelerdesin,
ya dön artık yurduna,
ya da iki satır yaz bize
Mevlana