Gelgelelim insanın içinde bütün bu içgüdüleri (açlık, cinsellik, güven-saygınlık arayışı) gölgede bırakacak güçte bir varoluş içgüdüsü (being motivation) de vardı! Sanki karşı koyulmaz bir akıntı; insanı gerçeğe, iyiliğe, güzelliğe, bütünselliğe, ikilikleri aşmaya, canlılığa, yaratıcılığa, kusursuzluğa, doğruluğa, düzene, sadeliğe, gönül zenginliğine, coşkuya ve karşılıksız sevgiye doğru çekiyordu..