Sevgili arkadaşlar, size instagramda ya da twitterda reklam yapar gibi şeyler yazmayacağım. Daha samimi anlatacağım çünkü hepsi beni anlayabilecek insanlardan oluşan bir topluluğun içinde konuşuyorum. Bir kitabım çıktı ve tabii ki link paylaşacağım fakat kimseye özelden veyahutta akıştan "kitabımı alın!" çağrısı yapmayacağım. Size kitabı anlatacağım, alıntılar paylaşacağım.
İsmet Özel'i bilirsiniz. Şiiri daha doğrusu annesinden dinlediği Bir Yusuf Masalını da hatırlayacaksınızdır. Dolayısıyla masalın Şivekâr'ını da Yusuf'u da tanıyorsunuzdur. Aslında İsmet Özel'i herkes sever fakat bu masalı pek kimseler bilmez. İşte kitabımızın kahramanı Yusuf'u, gerçek ismini bilmeyip Şivekâr ismini verdiği hayatının aşkıyla buluşturan da ikisinin de bildiği bu masal oldu.
O gece miladımdı. Gönlünün petekleri ısınmaya başlamıştı. Gardı yüzünden sarkıyor, ha düştü ha düşecekti. Onun kutuplarından esen soğuk rüzgarlar benim kurak topraklarımda kum fırtınası çıkarıyordu. Şivekar'ın adımlarıyla velveleye verdiği kalbim kum döküyordu.
-Bu altınları niye eritmiyoruz?
-Bu altınlar bir kere çalınmıştı. Tekrar çalınamaz. Bu altın Quimbayalara, İnkalara, Keçuvalara ait. Hatta onlara iade etmeliyiz.
🎥 La Casa De Papel
“Bir insanı ezip mahvetmek, ona en korkunç bir katilin bile duyunca titreyeceği kadar ağır bir ceza vermek isteyenlerin, insana yaptığı işin tamamen anlamsız, faydasız olduğu duygusunu vermesi yeterlidir.”