"Bilim edebiyata yetişemezdi, hiçbir zaman yetişememişti ki zaten. Yunan trajedilerini biliyorsunuz değil mi? Milattan önce yazılmış oyunlar ama hala geçerli. Bugün bile oedipus kompleksi falan diyoruz. Peki, onlar yazıldığı zaman bilim neredeydi? Dünyanın düz olduğuna inanılan, mikropların bilinmediği, ilkel bir emekleme çağında değil miydi? Bugüne ışık tutan, ölmeyen ve hiç ölmeyecek olan hikâyeler mi yoksa ilkel bilim mi?" Bu cümleler bana 'Bir gün benim sözlerim bilim ile ters düşerse bilimi seçin." diyen atamı hatırlattı. Bilim sürekli güncellenir ilerler ama yine de en güncel haliyle en güvenilir olandır. Hayran kalınasıdır. Livaneli'nin Ahmet karakteriyle kazandırdığı bu bakış açısı edebiyata duyduğum saygıyı daha yükseklere taşıdı.
