Çok güzel bir yazı olmuş, ancak Van Gogh ile ilgili çok da önemli değil belki ama bir bilgi yanlış verilmiş. Ya da benim okuduğum kitaptaki bilgi yanlış orasını tam bilemiyorum. Zira hayattayken sadece tek bir eserinin satıldığından bahsediliyor kitapta. Sayfa 35 de Van Gogh un yaşadığı dönemde satılan tek resmi "kırmızı üzüm bağları" dır diyor
Evde oluşturulan kütüphaneler hakkında hiç olumlu düşünmüyorum. Son zamanlarda gerek gerçek hayatta gerekse de sosyal medyada gördüğüm ev kütüphaneleri beni aşırı rahatsız etmeye başladı. Ara ara "başvurulmayacak" kitapların, kitaplıkta durmasını artık tıpkı bir ceset gibi görmeye başladım. Okunmaya bırakılmış ya da yıllarca sonra
İnsanın zevklerinin olması, baktığında onu mutlu edecek şeylerin olması, ve bunun için harcadığı emeği zamanı ve parayı göz önünde bulunduruyor olması neden olgunluk kavramı dışına çıkarıyor insanı? Ne yani ben salonumda, çalışma odamda okuduğum kitapları gördüğümde hissettiğim duygu ile olgunlaşmamış bir insan mı oluyorum? Entelektüel mastürbasyon diyerek eleştirel bakan kişiler aslında olgunluk, erişkinlik mastürbasyonu yapıyor olamaz mı? Bunlar sığ tartışmalar hocam. Şu olanakları kısıtlı dünyada hele hele bizim gibi orta doğunun talihi içerisindeyse insan biraz da zevkleriyle yaşamalı, kendini mutlu eden şeylere sıkı sarılmalı. Naçizane görüşüm budur.
Saygı duyarım efenim😇
Kimsenin zevkinize müdahale ettiğim yok. Bu benim zevkim ve görüşüm. Mutlak doğru ve tek görüş değil. Sadece benim bakış açım. Ben böyle mutluyum ve benim gibi mutlu olanlar olduğu gibi olmayanlarda var. Hayatı tüm renkleriyle seviyoruz. Saygılarımla...☘️