Gerçek sevgide hiçbir zaman kontrol yoktu. İnsan sever. Aniden, çoğu zaman nedenini bilmeden. Astrologlar gezegenleri, din adamları kaderi, edebiyatçılar romantizmi, pragmatikler koşulları, depresifler can sıkıntısını…herkes bir şeyleri sorumlu tutar bir başkasına karşı hissettikleri sevgiden ama sorumlusu ya da nedeni ne olursa olsun, bedenimiz tarafından üretilmiş en muhteşem kimyasallardan biridir sevgi. Varoluşun sırrıdır.
İnsanın öldükten sonra çürümesi hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Benim uzmanlığım başkaydı. Çürümenin başka bir türü ile ilgiliydi. Bir bakışta tanıdığım çürüme, toprağın üstünde olandı. İnsan hâlâ nefes alıp verirken, kalbinde ya da beyninde küflenme ile başlayan o çürümeyi biliyordum ben. Hayat tarafından ensemden tutulup sokulup çıkarıldığım
Reklam
Empati, geçirdiğimiz evrimleşme sürecimizin yalnızca kısa sayılabilecek bir süre önce ortaya çıkan bir parçası değil, çağlar aşan bir yetenek olarak kalıtsal özelliklerimize işlemiş bir parçasıdır. Yüzlere, bedenlere ve seslere olan otomatikleşmiş duyarlılığımız dikkate alındığında, insanların daha en başından beri empati kurduklarını söyleyebiliriz. Aslında empati, kendisini tanımlamakta kullanılan "başkalarının zihinsel süreçlerine katılmak" ya da "bir başkasının deneyimini bilinçli olarak hissetmek" gibi sonradan uydurulmuş yetenekler kadar karmaşık değildir. Hiç kimse, insanın yaşı oranında gelişen empatinin bu yüksek katmanlarını yadsımıyor, ancak yalnızca bunlara odaklanmak, muhteşem bir mimari yapının tuğla ve harçtan yapıldığını unutarak onun güzelliğine hayran olmaya benziyor.
Sayfa 314 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
"Meryem bu kadar çok kadının nasıl olup da aynı bahtsızlığa düştüğünü, hepsinin de nasıl böylesine berbat erkeklerle evlenebildiğini merak etti. Yoksa bu, evli kadınlara özgü, kendisinin bilmediği bir oyun, pirinç ıslamak ya da hamur yoğurmak gibi, gündelik bir ritüel miydi?"
Hürrem Sulta n da ı553-1554 Nahcivan Sef e ri sırasında Kanuni'ye ya zdığı mektubun da hükümdara olan hasretini belirt­tikten sonra İstanbullular'ı memnun edecek, şahın ailesinden bir kadın ve ya erkeğin esir edilmesi gibi bir zafer işaretinin olmamasına üzüldüğünü belirtmişti. Tabi böyle bir zafer işareti sefer sırasında öldürülen Şehzade Mustafa'ya üzülen halkın düşüncelerini etki­leyeceği için Hürrem Sultan açısından önemliydi "Canımın parçası saadetli sultanım hazretlerine içten ve gönülden, binlerce türlü hasret ve arzularla binbir dua ve sena­lar edip, yüzümü şerefli ayak toprağına sürüp, mübarek şerefli elinizi öperim. Benim iki gözüm, yoluna kurban olduğum, devletim, padişahım. Umulur ki, ben çaresiz cariyenizin büyük arzusu kabul buyurula. Benim devletim, benim saadetim, sul­tanım. Mübarek sağlığınız nasıldır? Mübarek başınız ve bütün azalarınız ve mübarek ayağınızdan nasılsınız? Şimdilik benim devletim, benim sultanım, tam sağlık üzeresinizdir. Benim iki gözüm, devletim, padişahım. Yüce Al lah hazretinden dileğim budur ki, hazret-i Allah şerefli vücudunuzu bütün hatalardan ve belalardan saklayıp, daima Allah'ın korumasında olup, Nuh gibi ömür süresiniz, inşallah! Benim padişahım ve benim ca­nımın parçası, saadetli padişahım, gözümün nuru, gönlümün eğlencesi, benim dünyalar kadar hasretim, varlığım, padişahım. Eğer sultanım, hasret elemiyle ciğeri kebap ve ayrılık kederiyle gözü yaşla dolmuş çaresiz cariyenin halini sorarsa, Allah bilir ki, benim saadetim, zamanımı n tümü gam ile geçip, ayrılığından vücudum sızlar oldu. Benim
Sayfa 188 - Yedıtepe Yayınları 2011Kitabı okuyor
En canlı düşünce bile en donuk duyumdan daha aşağı seviyededir.vay anasını
Bir insanın aşırı sıcağın yol açtığı acı ya da ılıldıktan haz duyduğunda zihnindeki algı ile sonrasında bu duyumla ilgili anısını hatırladığında, ya da muhayyilesinde öngördüğünde zihnindeki algı arasında kayda değer bir fark olduğunu her­kes kabul edecektir. Bu sonuncu yetiler duyuların algılarını taklit edebilir ya da kopyalayabilir; ama asla özgün duy­gunun gücüne ve canlılığına erişemez. Muazzam bir güçle işlediğinde bile bu yetiler hakkında en fazla şu kadarını söy­leyebiliriz: Nesneleri o kadar canlı bir tarzda temsil ederler ki, neredeyse onu hissettiğimizi ya da gördüğümüzü söyleye­biliriz. Fakat zihin bir hastalık ya da delilikten ötürü rahat­sızlanmadığı takdirde, bu algıları tümüyle ayırt edilemez kı­lacak kadar yüksek bir canlılık seviyesine ulaşamazlar. Şiirin tüm renkleri, ne kadar muhteşem olursa olsun, tasviri gerçek bir manzara zannetmemize yol açacak tarzda doğal nesne­leri resmedemez.En canlı düşünce bile en donuk duyumdan daha aşağı seviyededir.
Reklam
Bu dönemde veziriazam olan Makbul İbrahim Paşa'nın Şehzade Mustafa 'yla yakın n dostluğu ve sık sıkyazışmalan da Hür­rem Sultan'ı iyice çileden çıkarmıştı. Hürrem Sultan'ın da etkisiyle Veziri azam Makbul İbra h im Paşa öldürüldü. Böylece Şehzade Mustaf a İstanbul'daki en büyük destekçisini kaybetmişti. Hürrem Sultan bu arada kızı Mihrimah Sultan'ı evlendir­ diği Rüstem Paşa'yı ikbal merdivenlerinden çıkararak, Şehzade Mustaf a 'ya karşı önemli bir müttef i k buldu.
Sayfa 98 - Yedıtepe Yayınları 2011Kitabı okuyor
Kadın sanatçıları tarihin tozlu çöp kovasında paslanırken görebileceğiniz gibi, onlara muhteşem adamlarla ilgili belgesellerin arka planında da rastlayabilirsiniz. Elbette bu muhteşem adamların karısı ya da sevgilisi olarak…
Sayfa 67 - Desen Yayınları
Elleri erkek eline dönüşmüş olsa bile, kadınlar ancak ufak tefek, önemsiz ya da vasat sanat ürünleri çıkarabiliyor, daha büyüğünü becerdiklerinde de tuvali otlarla dolduruyorlardı. Ne de olsa, muhteşem sanat eserlerine imza atmak yalnızca erkeklere özgü bir şeydi.
Sayfa 60 - Desen Yayınları
ANKARA'YA SARAY YAPMAK Ankara'nın başkent yapılmasının iki anlamı var. ✓ Birincisi Osmanlı bir saray zihniyeti olup son zamanlarında tefecilere borçlanarak devleti kaybetmiş bir zihniyet olarak tarih olmuştur. Ankara küçük bir kasabadır. Atatürk sarayın olmadığı bir yeri özellikle tercih etmiştir. Toplumun kafasından saray
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.