Sırf Allah’ın rızası ve O’nu hoşnut etme üzerinde ısrarla duran bir insan da Rab ile olan münasebetlerinde derinleşir. (Hâlık-mahluk, kul-Mâbud münasebetlerinde).
Aslında, Allah’la münasebette derinleşen bir insan, netice itibarıyla, diğer yollarla elde edilebilecek her şeyi de elde edebilir. Belki çok az bir çalışma, cüz’î bir malumat ile Cenâb-ı Hak, onun ilmine keramet-i ilmiye lütfetmek suretiyle, birini bin yapar ve onu yılların gayretiyle elde edilemeyecek neticelere ulaştırır. Artık böyleleri bir defa okur ama, ondan binlerce terkibe varabilir…
İnsanın, Allah ile münasebetlerinde derinleşmesi sayesinde hem bâtın âlemine ait mârifet, hem de zâhir âlemiyle alâkalı müktesebat elde eder.. İnsan o zaman, bâtın âlemin sınırlarını aşar, zâhiri de kavrayabilecek noktaya ulaşır.