"Dahası, yalnız başına intihar edilmez.
Kimse yalnız olmamıştır doğmak için.
Kimse de yalnız değildir, ölmek için.
Ama, intihar durumunda, doğaya karşı kendi hayatından kendini yoksun etme eylemine vücudu karar verdirmek için bir kötü varlıklar ordusu gereklidir."
Artaud, yukarıda ve kitabın genelinde olduğu gibi toplumun intihar üzerinde etkisini iyi şekilde analiz eder. Bu etkide en büyük rollerden biri de psikiyatrinindir ona göre.
Delilik üzerine yorumları bana hep Foucault'yu çağrıştırdı. Bence van Gogh'un deliliği de 'aklın dışladıkları' terimi kapsamında işlenmiştir Artaud tarafından. İktidarın elinde olan bilgi, akıl, tıp, psikiyatri; ona uyum gösteremeyen delilik, cahillik, hasta, deli, dahi...
Kitap dili ise bana ağır geldi. Çeviriden mi yoksa yazarın ağdalı dilinden mi kaynaklıdır çözemedim. Buna rağmen analizlerin ve tablolar üzerine duygu betimlemelerinin tadını çıkararak okudum.
Van GoghAntonin Artaud · Nisan Yayınları · 1991167 okunma
şimdiye kadar okuduklarım üzerinden şunu söyleyebilirim. "Ha 40 şizofrenden 1 öykü, ha 1 şizofrenden 40 öykü!" mottosu ile sunulmuş bir kitap. Şizofreniye daha yakından bakmak ve (mümkünse) az çok empati yapmak adına güzel öyküler var fakat bir vaka kitabı değil. Yazınsal anlamda estetik kaygılarla ortaya koyulmamış fakat yazarın da kaygısı bu değil bence. Sadece biraz anlaşılmak ve anlamak için okunabilir hikayeler