Çocuktum ben, henüz yolların yüzümde bırakacağı izler şimdiki gibi okşayarak anlayacağım kadar kalın ve derin değildi. Yaşlandıkça anlıyorum ki o çizgiler içimin hiç gitmeyen misafirleriydi.
Uzak yorgunu yüreğini gözlerinin sınırında taşıyor, masadaki aynayı alırken uzattığı kollarının altından geçen ırmaklar, nereye gitse ardında hep üvey depremler bırakmış. Şimdi başında o eski hızını arayan rüzgarı ve denizlere kavuşmanın özlemiyle şaşırıyor nereye bakacağını. Kanayan bir yeri var!
Bu saatte burada hangi yanıyla yüklüyüm anlamların
daha önce hangi takvimde unutulmuştum
bilmek istemiyorum, sebebi yok, öylesine, neden olmasın, nasıl olsa şimdi bütün saatler; başlangıcındadır arayışlarımın.