1915 yılında yayınlanan bu kitap sadece kadınların yaşadığı; rekabet, cinsiyet ayrımı, cinsiyete dayalı iş bölümü, yoksulluk, savaş, düşmanlık gibi günümüz kapitalist ve ataerkil toplumlarına dair hiçbir olgunun bulunmadığı ütopik bir ülkeyi mizahi bir anlatım tarzıyla okuyucuya sunmaktadır. Ancak bence ütopik olan şey kadınların böyle bir ülke yaratabilmiş olması değil. Her koşulda kadını yeren, eksik gören zihniyetlerin ütopik olduğunu ve bu anlamda ütopyaları sarsan bir yorum olduğunu düşünüyorum... İyi okumalar...