Her ne kadar ilerleme, gelişme, bilim ve teknoloji' gibi yaldızlı laflarla bizi oyalamaya çalışsa da, Batının dünyayı getirdiği nokta, insanlık için bir faciadır. İnsan, bin kilometreyi uçakla bir saatte almakta; metroya binmekte; internet aracılığıyla dünyanın taa öbür ucundaki arkadaşlarıyla konuşmakta ve teknoloji tanrısı' sayesinde daha birçok haltı rahatça yiyebilmektedir; fakat mutsuzdur, huzursuzdur.
Batılı aklın 'ilerleme, gelişme, bilim ve teknoloji' dediği şeylerin tamamı, insanın budünyadaki asıl varoluş hikâyesi bakımından, tamamen anlamsız ve zırva şeylerdir.
Üstelik Batılı aklın tanımladığı 'ilerleme, gelişme, bilim ve teknoloji gibi şeyler; temelde insana / doğaya zarar verecek şekilde ve hatta Tanrının hükümlerine rağmen' yapılan işlerdir. (Örneğin makine civcivleri, köy civcivlerine oranla iki üç kat hızlı gelişiyor. Peki bu gelişme' tabii mi? Kuşkusuz, hayır.) Ve üstelik ilerleme, gelişme, bilim ve teknoloji' denilen şeyler, ancak ve ancak; insanları, ülkeleri, doğayı, denizleri, göğü, hatta uzayı sömürmekle mümkündür. Bütün bunlar; fitri ola nu bozmaya, tabii olanı değiştirmeye yöneliktir.