Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dinin siyasallaşması en çok dinin kendisine zarar veriyor. Allah'la kul arasında olduğunda çok masum ve gerekli bir kurum olan din, belli çıkar çevrelerine hizmet için siyasallaştırıldığında ise kirleniyor ve kamplaştırıcı bir şeye dönüşüyor. Maalesef din bu ülkede cahil,niteliksiz ve kurnaz insanların elinde bir taciz aracına dönüşmüş durumda. Buna 'dinsel taciz' diyebiliriz sanırım. Böyle insanların elinde din: Her türlü hırsızlığı meşrulaştırma aracı; Erkek egemen toplumun bir silahı; Masum,müteyeddin insanları sömüren büyük bir istismar aracı; Nefret söylemi üreterek insanları kamplaştırma-ayrıştırma aracı; Demokratik yaşam tarzına alternatif görüldüğü için demokrasi düşmanı; Farklı olana yaşam hakkı tanımayan bir baskı aracı; Haksız rekabet doğuran siyasi bir aktör; Toplumu Araplaştırma aracı; Bilimin,ilerlemenin önünde en büyük engel... Bu haliyle bazılarını mutlu eden din kurumunun, belli toplum kesimlerinde de ciddi bir mutsuzluk yarattığı kesin. Dinin bir baskı ve sömürü aracına dönüşmediği toplumların dünya ölçeğinde daha mutlu olduklarını biliyoruz. "
Sayfa 177
Biz bu ülkenin insanları olarak: Birbirimize karşı nazik, özenli ve saygılı olmadığımız için iyi değiliz; Adalet duygumuz olmadığı için iyi değiliz; İnsanları olduğu gibi kabul edip sevebilecek yüreklerimiz olmadığı için iyi değiliz; Niteliksiz ve sığ olduğumuz için iyi değiliz; Makama-mevkiye tapacak kadar 'hıyarerşik' olduğumuz için iyi değiliz; Empati makamından bu kadar uzak olduğumuz için iyi değiliz; Güvensiz ve kurnaz olduğumuz için iyi değiliz.
Sayfa 193
Reklam
"Bu toplum sonsuz cennet mutluluğu için fani yalan dünyayı çoktan feda etti."
Acaba neden? :D
Ülkemizde neredeyse hiç beyzbol oynanmıyor, kimse bu sporu doğru dürüst bilmez ama dünyada en çok beyzbol sopası satılan dördüncü ülkeyiz.
Nesnenin değil, deneyimin ve sanatın müşterisi olan insanlarla hayat daha güzeldir
Sayfa 163Kitabı okudu
"Mevkilerini para ile satın alanlar, bir gün masraflarını geri almak derdine düşerler..."
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Mutsuzluğun Başkenti Türkiye'de Aslında yaşadığımız zamanların hâkim üretim biçimi kapitalizmin hiçbir zaman 'mutluluk' diye bir derdi olmadı. Ama şimdi iş sonunda gelip 'mutluluk'a dayandı. Peki kapitalizm birden insancıllaştığı için mi mutluluğu yeniden keşfetti? Ya da geçmiş zalimliklerinin doğurduğu vicdan azabından mı şimdi bir 'mutluluk misyoneri' kesildi? Cevap, tahmin edebileceğiniz gibi hayır. Kapitalizm mutluluğu keşfetti, çünkü mutluluğun işine yarayabileceğini fark etti. Mutlu bir satış elemanı daha çok satıyor, mutlu bir çalışan daha verimli çalışıyor, mutlu bir müşteri daha fazla kâr getiriyor vb. Yani artık mutluluk 'iş'in önemli bir parçası. Yani, artık stratejik olarak mutlu olmamız gerekiyor. Bu kitapta aşağıdakiler gibi pek çok soruya yanıt bulacaksınız.
Mutsuzluğun Başkenti Türkiye
Mutsuzluğun Başkenti TürkiyeSüleyman A. Örnek · Nemesis Kitap · 201537 okunma
"Mevkilerini para ile satın alanlar, bir gün masraflarını geri almak derdine düşerler..."
Orhan Veli'nin o harika dizelerindeki gibi yaşıyoruz biraz: 'Düşünme,arzu et sade. Bak böcekler de öyle yapıyor...'
Sayfa 72
"Doğu'da tek bir özne vardır: padişah. Onun dışında vezir bile olsa kuldur, köledir."
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.