Bir müzikal saltanatın üzerine dökülen lezzetli bir sos olacağız, şarkılarımızın karşı koyulmaz tatlılığı damarlarda muhteşem tatlar bırakacak.
İlle de aşk ille ille ille Yani nay ni nay ni nay nay Hani nay ni nay ni nay nay
Reklam
Müzik, evlilik için değil, aşk için var: " Canım karıcığım " diye bir şarkı duydun mu hiç?...
-Hayır, müzik değil bu duyduğum, dedi. Bu duyduğum aşk.
Sayfa 248 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
"Viyana hayatın tadının çıkarıldığı bir kentti, yaşamın yontulmamış hammaddesine sanat ve aşk, incelik ve zarafet ve kibarlık katan şey kültürden başka ne olabilirdi ki? Bu kentin insanları yeme içme konusunda ağzının tadını bilirdi, kaliteli şaraplara, taze ve keskin biralara, hamur tatlıları ve pastalara çok meraklıydılar. Müzik yapmak, dans etmek, tiyatro yapmak, sohbet etmek, kibar ve saygılı davranmak gibi konulara bu kentte özel bir sanat biçimi gibi özen gösterilirdi. Bireylerin yaşamında olduğu gibi toplum yaşamında da askerlik, siyaset ve ticaretle ilgili konular pek öne çıkmıyordu…başbakan ya da ülkenin en zengin soylusu Viyana sokaklarından geçerken kimse dönüp ona bakmaz ama bir saray tiyatrosu oyuncusunu ya da bir opera sanatçısını bütün satıcı ve faytoncular hemen tanırdı. Çocukken onlardan birinin (onların resimlerini ve imzalarını herkes toplardı) yanımızdan geçtiğini görünce, bundan gururla söz ederdik; onlara duyulan bu taparcasına hayranlık, çevresindekileri de kapsayacak kadar ileri gitmişti".
Reklam
aşk da müzik gibi bir sanattır; aynı derecede hassas, aynı derecede heyecan verici ve belki de bazen daha yoğun fakat aynı türden duygular...
Sayfa 24
"Hayat, ölüm, aşk, merhamet ve özlem... müzikle duyulabilir. Çünkü müzik sayesinde, bilinç sahibi olduğumuzdan beri ve tarihimiz boyunca elde etmek için mücadele verdiğimiz hürriyetin en yüksek derecesine ulaşma imkanı verilmiştir bize."
Aşktan, estetikten, ahenkten yana Şiir, resim, müzik imrensin sana Camiler, sebiller gelsin lisana Hayırlar, sevaplar seni okusun. Bedenin coğrafya, tarihtir dünün Ayrı ayrı sayfa saatin, günün Dört kapısı açık dursun gönlünün Âlimler, erbablar seni okusun. Nefret boşta kalsın, aşk ile dol da Işık, kılavuz ol gittiğin yolda Kurandan feyz alan bir mektup ol da Yazdığın kitaplar seni okusun.
Müzik, hayatımdaki en önemli şeylerden birisi. Müzikle ilgili sloganım da şudur: Dinle, çal, sev, saygı duy ve çeneni kapalı tut. :) | Albert Einstein
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Yani Einstein'in sadece teorik fizik tutkusundan söz etmek, onu eksik anlamak ve anlatmak demektir. Tutkularını bir sıraya koymak gerekirse; ilki doğayı ve evreni anlamak için altlarında yatan gerçeğe ulaşma arzusuyla tutunduğu teorik fizik, ikincisi müzik ve üçüncüsünün de güzel kadınlar olduğunu söyleyebiliriz.
Sayfa 145 - Albert EINSTEINKitabı okudu
Eğer aşık olup olmadığınız konusunda kafanız net değilse tek bir şeyden emin olabilirsiniz. Aşık değilsiniz. Çünkü aşk sorgulatmaz. Sadece çarpar. Öyle bir çarpar ki seni yere serer. Sende yere serilmişken sana çarpan şeye değil de an hissettiğin mutluluğa odaklanırsın. Serildiğin yerden gökyüzüne anlamsız bir gülümseme ile bakarsın. Bir anda beyninin arka planında, sürekli bir müzik çalmaya başlar. İşte o an anlarsın ki, gerçek hayatın en büyük eksikliği bu müziktir.
Eğer aşık olup olmadığınız konusunda kafanız net değilse tek bir şeyden emin olabilirsiniz. Aşık değilsiniz. Çünkü aşk sorgulatmaz. Sadece çarpar. Öyle bir çarpar ki seni yere serer. Sen de yere serilmişken sana çarpan şeye değil de o an hissettiğin mutluluğa odaklanırsın. Serildiğin yerden gökyüzüne anlamsız bir gülümseme ile bakarsın. Bir anda beyninin arka planında, sürekli bir müzik çalmaya başlar. İşte o an anlarsın ki, gerçek hayatın en büyük eksikliği bu müziktir.
Sayfa 321 - Elma YayıneviKitabı okudu
Orada, yurdumda, bir adamın beni düşündüğünü bildiğim de, Ansızın çocukluğurnun topraklarına yakın hissediyorum kendimi. Denizler ötesi'yim ben ozanın ve ozan benim denizler ötem. Sevda sözcükleri gidip geliyor kıyılarımız arasında Yaşamlarıınız arasında bir müzik ..
Müzik dinlerken artık duyduğu notalar değildi; notaların arasındaki sessizliklerdi. Kitap okurken, dikkatini yalnızca virgüllere ve noktalı virgüllere veriyordu. Noktaya bir sonraki cümleyi başlatan büyük harf arasındaki boşluklara odaklanıyordu. Bir odada, sessizliklerin toplandığı yerlere bakıyordu; perdelerin kıvrımlarına, gümüş kapların derinliklerine. İnsanlar onunla konuştuğunda, söylediklerini giderek daha az duyar oldu; daha çok söylemedikleri üzerinde odaklandı.
Sayfa 157 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.