Doğu’da kızlar, kadın doğar. Ecellerinden önce ölürler. İlk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek, o kadar çok kadın gömer ki toprak bile artık dişidir.
Hayatı boyunca köyünden, hatta bazen, evinden bile çıkmamış bir kadının Kübalı bir casus olmadığı anlaşılana kadar araştırmak gerekiyordu. Hukuk terminolojisinde, kadınların statüsüne saklı nüfus, deniyordu. Derdini gerçekten anlatabilen nadir hukuk terimlerinden biri: Saklı nüfus. Doğruydu. Çünkü kadınlar saklanmıştı. İntihar edene kadar da ortaya çıkmıyorlardı. Her evde en az iki adet silahın bulunduğu ilçede, sabah küçük, akşam büyük kız kardeş kendini vuruyor ve varlıkları resmi makamlar tarafından ancak bu şekilde öğreniliyordu.
Olgunlaşma, kimseye ve hiçbir şeye güvenmemeyi öğrenmektir.
Evrimse, boş bir ağızla doğup, gerektiğinde insan eti yiyecek kadar keskin dişlere kavuşmaktır.