"Ne yirmi yaşında evlenmiş olmak büyük bir başarıdır ne de otuz yaşında hâlâ işsiz olmak başarısızlıktır. Yaşam maalesef doğrusal ilerlemiyor, insan treni kaçırdım sanıyor, kusuru kendinde arıyor ama bazı şeylerin "nasip" olduğunu unutuyor. İş de nasip, aş da nasip, eş de nasip. "
Büşra Nur Honca
Ve şimdi kırgınlığımı bir merhem kıldım
kırılan kolumu kendi elimle sardım
acımı yenimden, yenimi ceketimden, ceketi devletten sıyırdım
ne aile ne devlet ne de göğün buyurgan krallığı
hepsinden azade
içinden türküler taşan bir dağ yolunda
mavileşerek büyüyen o gecede
kendi gezegenime gidiyorum koşar adım
çünkü dünya, sana çok kırgınım.
"Sesini (duada) yükseltsen (de yükseltmesen) de (O'na göre birdir). Çünkü O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. Allah O'dur ki O'ndan başka ilâh yoktur, en güzel isimler O'nundur."
Tâhâ,7-8
' Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan
Ah dedim sonra,
Ah ! '
İnsan sesinin tonunu bir Ahlat Ağacına emanet eder mi? Evet eder. Hemde en güzelinden bir ağaca eder.
Didem Madak en güzel şekilde, emanetini yerine getirmiş.
Bu tarz eserler ne kadar ince olursa kadar dolu dolu, sindire sindire okunan eserler olurlar. Ben eseri okurken yavaş yavaş, tahlil ederek okumayı seçtim. Çünkü altı çizilecek, sonradan dönüp okunacak çok satır vardı.. Ben sonrasını da düşünüp yol almak istedim. Kendinizi bulacağınız satırları okumanızı tavsiye ederim.
"Anlatarak bitiriyorum hayatımı
Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat"
"Bazı yaralar yararlıdır buna inan,
Bazı yaraların ortasından küçücük bir el,
Sanki geçmişine çiçek uzatır,
Bazı yaralardan sızan kanla,
Tüm geleceğin yıkanır."