Bir şeyin varlığıyla yokluğu arasında derin kıyas hüzmelerini keşfetmek istiyorum. Bulmak , benliğimi doldurmak istiyorum. Bunun susarak mı yoksa iletişime geçerek mi olacağını bilmiyorum ama sustukça doluyor sanki boşluklar dinledikçe susuyor ızdıraplar. Ayrılmak istiyorum bedenimden sonsuzluğa hakim olmak , kusmak istiyorum tüm boşluklarımı bedenimden. Narsistlerin , avukatlarından kopmuş odalarında , dinlemek istiyorum ağlayışlarını. Yokluk içinde kaybolanların değiştirmesi gereken hayatını ,değiştirmeyişinin acı inleyişlerini hissetmek istiyorum. Bir çocuğun , babası annesine arkadan açtığı hançer yarasını daha da deşmek istiyorum. Sabahlara kadar çalışan bir işçinin eve getirdiği soğuk ekmek parçasını beğenmeyen çocukların nefretini istiyorum . Daha 5 yaşında felç bir çocuğun bir daha asla yürüyemeceğini söyleyen doktorun yüzündeki alışılmış hissizlik bakışını atmasını istiyorum. Birbirini seviyor gibi yapıp bedeni ihtiyaçlarını doyurmak uğruna ruhi ve vicdani soysuzluklar yapıp kalpler kırıp , arkasına hunhar gülüşler saklamak istiyorum, istiyorum. İnsanları yaratıp ne yapacaklarını bildiği halde acının her halini farklı bir ruhta yaşatan tanrının , adalet diye söylemlerde bulunmasını istiyorum. Yükselmek istiyorum çünkü yükseldikçe duyulmaz acılar haykırışlar , sanrılar .
Din ve Mantık bu iki kavramı bağdaştırmak doğru mudur ? Bir çok insan bu konuda ayrılığa düşüyor ve kimi dinde mantığı savunuyor kimi mantaklı oluşumlar dinle gerçekleşmiş diyor. Benim düşüncem şu yönde ; Tanrıya ulaşmak mantıkla sağlanabilecek bir durum lakin dini uygulamalarda ve dinin şartlarında bir mantık aramak saçma. Bir Tanrıyı buldun ve onun bir dinine mensup olduktan sonra saf inanç istiyor dinler koşulsuz bağlılık ve sadakat.
Tanrı’ya ulaşmak sadece dinle değil bilimle de mümkündür. ‘Baktığını görüp, zihin süzgecinden geçirme’ işte bu bilimle gelen bir ilhamdır. Yeni fizik , bize evrenin en içinden en uzak noktasına kadar bilgiler sunuyor.Her geçen gün çok fazla gelişme kaydediliyor ve biz artık buna alıştık yani bilgi yeniliğine bağışıklık kazandık bu da bizi yeniliklerin getirdiği ışığı görmemekle baş başa bırakıyor. Yolun sonu ışık mı bilmem lakin yolu aydınlatan fikir ve ilhamdır.