Güçlü bir bencillik hasta olmaya karşı bir savunmadır ama son aşamada hasta olmamak için sevmeye başlamamız gerekir, engellenme sonucu sevemediğimiz takdirde hastalanmaya mahkûmuzdur.
Sapıklar ve eşcinseller gibi libidinal gelişimi bazı bozukluklar gösteren kişilerde özellikle belirgin biçimde sonraki sevgi nesnesi seçimlerinde model olarak annelerini değil bizzat kendilerini aldıklarını keşfettik. Bunlar sevgi nesnesi olarak açıkça kendilerini anıyorlar ve narsistik olarak adlandırmamız gereken bir tür nesne seçimi gösteriyorlardı. Bu gözlemde, bizi narsizm varsayımını benimsemeye sevk eden nedenlerin en güçlüsünü bulduk.
Reklam
Kadınlar, özellikle de güzel olarak büyümüşlerse, nesne seçimlerinde onlara dayatılan toplumsal sınırlamaları telafi edecek bir kendinden memnuniyet geliştirirler. Kesin olarak konuşmak gerekirse bu tür kadınlar, bir erkeğin onlara duyduğu sevgiyle karşılaştırılabilir yoğunlukta yalnızca kendilerini severler. İhtiyaçları da sevmek değil, sevilmek yönündedir; onların gözüne giren, bu koşulu karşılayan erkektir.
Kişi: 1) Narsistik tipe uygun olarak a) kendisinin olduğu şeyi (yani kendini) b) kendisinin bir zamanlar olduğu şeyi c) kendisinin olmak istediği şeyi d) bir zamanlar kendisinin parçası olmuş bir şeyi 2) Yaslanma tipine uygun olarak a) kendisini besleyen kadını b) kendisini koruyan erkeği ve bunların yerini alan bir dizi ikame nesnelerini sevebilir.
Daha önce nesne seçimi durumunda narsistik bir belirti olarak düşündüğümüz aşırı değer vermenin oluşturduğu güvenilir işaret, hepimizin bildiği gibi ebeveynin duygusal tutumuna egemendir. Dolayısıyla -aklı başında bir gözlemcinin doğrulamak için herhangi bir vesile göremeyeceği- her tür mükemmeliyeti çocuğa atfetme ve çocuğun bütün kusurlarını gizleyip unutma zorlanımının etkisindedirler.
Oğlan babasının yerine büyük adam ve kahraman olacak, kız annesinin düşünün gecikmiş bir telafisi olarak bir prensle evlenecektir.
Reklam
Bastırma benden kaynaklanır demiştik; daha kesin bir ifadeyle bastırma benin kendilik saygısından kaynaklanır da diyebiliriz. Bir insanın kendini bıraktığı ya da en azından bilinçli olarak zihninde işlediği izlenimler, deneyimler, itkiler ve arzular bir başkası tarafından büyük bir tiksintiyle reddedilecek ya da daha bilinç alanına girmeden bastırılacaktır.
Çocukluğun narsistik mükemmeliyetini elden çıkarmaya gönlü yoktur, büyüyüp de bir yandan başkalarının nasihatları, diğer yandan kendi eleştirel yargısının uyanmasıyla sarsıldığı için mükemmeliyeti artık koruyamaz hale gelince, onu bu kez yeni bir ben ideali biçiminde yeniden elde etmeye çalışır.
Bu aygıtın varlığını tanımak, paranoid bozuklukların çarpıcı semptomları olan ve ayrı bir hastalık biçimi olarak ya da bir aktarım nevrozuyla karışmış olarak da ortaya çıkabilen, "fark edilme" ya da daha doğru bir deyimle gözlenme denen klinik durumu anlamamıza imkân verirdi. Bu tür hastalar bütün düşüncelerinin bilindiğinden, bütün eylemlerinin izlenip denetlendiğinden yakınırlar; bu failin çalıştığından, kendilerinden tipik biçimde üçüncü şahıs gibi söz eden (“Şimdi gene şunu düşünüyor", "şimdi dışarı çıkıyor") sesler sayesinde haberdar olurlar. Bu yakınmalar haklıdır; hakikati tarif ederler; bütün niyetlerimizi izleyen, keşfeden, eleştiren böyle bir güç gerçekten vardır. Hatta, normal yaşamda tek tek her birimizin içinde vardır. İzlenme hezeyanı bu gücü geriye yönelik bir biçimde ortaya koyar, dolayısıyla ortaya çıkışını ve hastanın niçin ona başkaldırdığını gözler önüne serer.
Paranoyaklanın şikâyetleri, temelde vicdanın kendini eleştirmesinin, üzerine kurulu olduğu kendini gözlemeyle çakıştığını da gösterir. Böylece vicdan işlevini üstlenen zihinsel etkinlik, felsefeye entelektüel işleyişi için gerekli malzemeyi sağlayan içsel araştırmanın da hizmetine girmiştir. Bu, paranoyakların spekülatif sistemler kurma yönündeki ayırt edici eğilimleriyle ilgili olabilir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.