"Narsistlik kişilik yapısı, gücünü kendi benliğinden değil başkalarının gözünde gördüğü hayranlık dolu bakışlarından alır. Sanılanın aksine narsist kişi kendini seven değil kendinden nefret edendir."
Öncelikle baskı azizliğine uğradığımı sonradan öğrendiğimi belirtmek için bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabı Tutku Yayınları'ndan istemeyin çünkü bu baskıda 3 bölüm varken asıl kitapta 5 bölüm bulunuyor.
Narsist kişilik bozukluğu üzerine konuşalım.
Toplumda algı şunun üzerinedir: Kendini çok beğeniyor, bak bak elmayı nasıl da yavaş yiyor, nasıl da ağır ağır konuşup ağır ağır yürüyordu gördün mü? Kendini beğenmiş, ukala!
Aslında bu söylemler akla narsist kişilik bozukluğunu getirtebilir veya ona evrimleştirebilme potansiyeli doğursa da pek bir alakası olmadığı anlaşılıyor. Narsizm kendini beğenmekten çok dışa dönük bir yücelme arzusu eğilimindedir. Bu yüzden kendini sadece süsler, iyi elbiseler giyip iyi konuşmaya çalışan ve her defasında kendini dışarıdan nasıl göründüğüne odaklanan bir kişilik bozukluğudur. Yani olumsuz eleştirilere gelemez, umursamaz. Yürüdüğü yolda bile bütün gülümsemelerin kendisine karşı yapıldığını düşünür. Her konuya muhalefet olabilir, çünkü egosu çok yüksektir. Bakın tekrar ediyorum: Narsizm bencillik veya kendini övmek değildir, kendini bir hayat kadını gibi hazırlayıp, derleyip toplayıp sunmaktır...
Kitapta Freud'un Narsizm faktörünün belli bir süre sonra eşcinsel bir evreye aşmasını belirtmekte. Bunun yanı sıra libidonu artmasına ve haz durumunun en uç noktaya çıkmasına kadar tespileriyle bir şölen hazırlıyor. Eğer terimlere aşina iseniz tekrarlanan terimler sizi sıkmaz, bilakis akıp gider.
Bir de kitapta megalomani (kendini büyük ve önemli görme) kavramına çok sık yer vermişti. Kişinin kendini bir süre sonra 'Tanrı' boyutuna getirmesi ve dış çevre ile kendi üzerinden övgü ve ilgi odağı haline getirmek istemesi görünen doğal bir durum olacaktı. Psikopatolojik bir durum ortaya çıkarıyor bence. Yani kısacası kişi de egomani de oluşuyor.
Alzheimer, yani erken bunamanın da bir parcasi olduğu çok aşikar. Donk! Düşünün şimdi, aşırı bir ilgi sonucu diğer faktörler ve varsayımlar bir kenara itiliyor. Bu nedenle de tek odak nokta 'sen' olmuş oluyorsunuz. Sen, sen ve sen. (Bence müthiş bir tartışma konusu)
Hey Narsist comen! Evdeki televizyonunu büyük görmeyesin sakın. Makropsi makropsi. :)
Not: Narsiz kişiklerin libidosu daima yüksek bir noktadadır. Bazıları o kadar yüksektir ki, kendi benliklerini sunmaları görülebilir hatta bu çok yüksektir. Yani cinsel güçsüzlük(impotence) söz konusu değildir.
Kitapta dikkat çektiğim iki alıntı üzerine...
#51801478Kadınlar yaradılış gereği duygusaldır ve kabul edilmelidir ki erkekten çok daha ön planda ve beğenilmek, sevilmek, üzerine düşülmesi ister. Bu kendilerine yaradılış gereği bir aktarma olduğu için, onları yadırgamak elbette ahmaklık olacaktır. Bu yüzden net konuşmak gerekirse... demeyeceğim elbette :) çünkü Freud söylemiş.
#51800920Egosu yüksek olan veya narsist bir kişinin başkasını sevmesi olanaksızdır. 'E hani kendini sevmeyen başkasını sevemezdi?'e mavilican, narsist kişimiz kendini sevmiyor ki, kendini sevdirmek için kendini seviyor. Aradaki tek ince çizgi bu. Ama eninde sonunda iş sevmeye gelecek ve kendini feragat ettirmeye de. Sherlock Holmes bile Adler'e tutuldu... (Falan filan)
Keyifl okumalar.