Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
Leyla Erbil'in Onur Behramoğlu'ya gönderdiği mektupların 2009-2010 dönemine ait bölümünden derlenmiştir. 9 Temmuz 2009 onur'cuğum, ne hoş oldu seni elinde ritsos'unla tuzla'da görmek bilemezsin. turgut'u elbette tanıdım. tomris dolayısiyle de bir ara yakındık. çok iyi bir şair ama benim en çok edip'le yakın dostluğum vardı. belki duygusal
Reklam
Can Yücel
SAHTE CAN YÜCEL ŞİİRLERİ HAKKINDA !!! Kalibresi düşük şairlerin yazdığı şiirimsi manzumelerin çokça mal edildiği şairlerden biri de Can Yücel. Tam 31 sahte şiirin altında Can Yücel imzası var. Bu sahte şiirlerden biri de ders kitaplarına bile alındı geçen yıl. Prof. Dr. Semih Çelenk, sahte Can Yücel şiirlerinin listesini çıkarmış. Çelenk
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Hayatta ne öğrenecekseniz şiir, roman ve filmlerden öğrenin. Bazı cumhurbaşkanlarından öğrenmeyin. Özellikle kötülenen, yasaklanan ne varsa hepsini okuyun, izleyin ve oralarda gördüklerinize özenin. Bunlar faydalı mı zararlı mı; tehlikeli mi güvenli mi, diye hiç düşünmeyin. Size okumamanız söylenen ne varsa içinize çeke çeke okuyun. İzlemenizi istemedikleri ne varsa bulun, gözünüzü dört açıp izleyin. Gidilmez denilen her yere gidin; girilmez denilen her gediğe girin. Kendi algılarınıza, aklınıza ve dirayetinize güvenin. Dünyanızı küçültmek ve sizi kendi karanlık kuyusunun dibine gömmek isteyenleri hiç dinlemeyin. Elinde böyle kitaplar sallayarak konuşan cumhurbaşkanlarından arkanıza bakmadan kaçın. Okuduğunuz, izlediğiniz şeylerin kahramanları bırakın içki içsin, sigara tüttürsün, uyuşturucu kullansın, deliler gibi sevişsin... ve bazı cumhurbaşkanlarının hiç hoşuna gitmesin. Hepsi bir başkaldırıdan bahsetsin ve geleceğe dair güzel hayaller kursun. Korkusuzluğu şiirlerden öğrenin; sevişmeyi şairlerden... İsyanı romanlardan öğrenin; devrimi yazarlardan... Şüphe etmeyi filmlerden öğrenin; sorgulamayı yönetmenlerden... Faşizm nedir; iktidarlar nasıl devrilir; halklar neyle kandırılır ve zaaflar nasıl yönetilir... Şiirler ve romanlar ve filmler ve bilumum yasaklı, sakıncalı eserler size hayatı deşifre etmenin kıymetli anahtarını verirler. O yüzden sanat bazıları için hayattan daha tekinsizdir. Ve yine o yüzden faşizm sanattan her halükârda tiksinir. Şimdi elinize bir kitap alın, bir de sigara tüttürün; yanında da güzel bir şarap için. MİNE SÖĞÜT.
KARADUTUM ŞİİRİNİN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ ..... 1949’da bir gün İstanbul Büyük Kulüp’teki bir toplantıda, davetliler Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir şiir okumasını istediler. Eyüboğlu ayağa kalktı ve Karadut’u okumaya başladı: “Karadutum, çatal karam, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.