Yaşıyorum işte öylesine yıkık
Bir yanım eksik
Olmayışın bana dert biliyorum
Umurun olmadım hiçbir zaman
Bugün bana nasılsın diyenlere
Vurgunum diyorum eksik yanımla...
Derin yaralarım geçti şimdi
Akıttığım gözyaşlarını unuttum sandı herkes
Bir gülüşüme bin anlam yükleyip ,
Her şeyi unutmak için susup gittiğim halde ,
Umursamaz bir bakış atıp ,
Acımı hatırlatıyorlar bana.
Ne acı arkamdan attıkları kahkahalar
Ben gelince sus pus olup ,
Gözlerini duvarlara çevirmeler,
Biraz bahsettiğimde hikayemden bu kadar sanıp ,
Üzülme diyenlere üzülüyorum içimden.
Neden sadece susup düşünmek yerine,
Saçma sapan empati kuruyorlar eski benle
Sonra diyorlar ki ben olsam şöyle yapardım böyle yapardım
Peki, o zaman neredeydin?
Ben söyleyeyim, evindeydin
Belki bir reklam arasında geldim aklına belki yatakta uzanmış vaziyetteyken tavana bakarken. Bir dua ettin benim için sonra sağa döndün yattın. Şimdi gelmiş ben ağladım diye ağlıyorsun ben senin yanındayım diyorsun. Tamam diyorum ben artık böylelerine.
Sadece tamam. Söyledikleri üzülme lafı onların içini rahatlatıyorsa eğer eywallah, tamam. Sonra da gelip insan içinde kimse beni anlamıyor demeyin. Siz acı çeken bir insana üzülme derseniz o da size tamam der, işte bu kadar.
Artık ne acı ne keder korkutmuyor insanlığı...
Herkes kendi deryasına düşmüş, kurduğu düşlerin içinde kaybolmuş.
Artık ne başkasının derdini dinleyecek gücü, ne de nasılsın sorularına iyiyimden başka verecek cevap bulamıyor. Ben bugün yine geçip giden bir insanlığa yazdım. Ama insanlık dediğimiz şey yok oldu. O yüzden akıp giden zamana üzülmenin anlamı yok artık.! Kimse dostluk aramasın, dost kelimesi anlamını yitireli çok oldu.!!