Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazife

Nazife
@nazifee_
zaman kısa, yol uzun …
Zaman zaman düşüncelerimi yazdığım not defterini aldım ve şunları karaladım: İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz, onun varoluşuna çeşitli yüce anlamlar yüklediğimiz için, gövdeden akan kanın, can denilen şeyi çekip almasını, dolayısıyla o kişinin “ölmüş” olmasını bir türlü kavrayamadığımızı düşünüyorum…
Reklam
“Konuşuyoruz, konuşuyoruz, konuşuyoruz da söylediklerimizin çocukların kulağından içeri ses olarak girip nasıl bir hisse dönüştüğümden pek bahsetmiyoruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
… Hayatın içinde sorgulamadan kabul ettiğimiz şeyler üzerinde bir kez düşünmeye başladığımızda, başlangıçta durduğumuz yer değişir… Her adımda olaylar ve olgular bize bilmediğimiz farklı ve yeni yüzlerini gösterir…
Genç Ağaç: … Bu insanların hakkından arabalar gelecek günün birinde. İnsanlara zerre kadar acımam doğrusu. Onlar bana acıyor mu? Bugün aldığım yara kimin umurunda! Ölsem içi cız eden olur mu… Bana harcadıkları suyu düşünüp hayıflanırlar…
Reklam
“Sürekli iyiliğinden söz edeni, bir gün elinden çıkıveren bir kötülük utandırarak susturur.” • İbn Arabi
… Kağıttan bir ağacın altında Minik, hüzünlü bir peri buldum. Bir gece rüzgarla savrulan, Minik, hüzünlü bir peri tanıdım. …
“Sen acımasız devin tekisin,” dedi Eyüp Baba. Sen de benim kadar uzun yaşasaydın, zalimlikle yardımseverliğin aynı rengin iki tonu olduğunu anlardın, diye karşılık verdi dev. …
Bu hayat böyle… İnişler… Çıkışlar… “Zıttı ile bilinir güzellikler” kaidesince, ruhu karartan kara fırtınalar olmazsa, güneşli ve berrak havanın kıymeti bilinmiyor. Acıkmadıkça tadını alamıyor insan, kuru bir ekmeğin… Gafletle, fark edilmiyor, hatırlanmıyor bile… O hâlde, öyle bir ruh hâline sahip ol ki, kara fırtınada kaldığında bile, aslında bu zıtlığın, güzelin güzelliğini arttırmak içim olduğunu anımsayarak başını kaldırıp tebessüm edebilsin. …
Hayat bazen karmakarışık, Bazen ise sade, basit ve keyif dolu. Bir kraker ve çayla bile huzur dolu olabiliyorsun… Anladım ki, huzur benim elimde değil.
Reklam
““Kitap okumayı sevmiyorum ki ben, ama bunun filmi yok mu?” diyecek olanlara, bu hayat filminin yalnız bir kez çekileceği ve aslında bu filmin başrol oyuncusunun kendisi olduğunu hatırlatan bu kitabı…
“İnsan her adımını mezardan uzaklaşmak için atar. Yine her adımda mezara bir adım daha yaklaşır!(Nitekim her nefesi hayatı uzatmak için alır. Yine her nefeste hayatından bir nefeslik zamanı azalır!..)”
… Yeri gelmişken benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor…
“Ölüm hayatın zıddı değildi, bilakis hayatla başlıyordu ve hayatın ta kendisiydi. Ölüme ilerlemenin adı hayat olmuştu. Doğan herkes bu yolu yürüyor ve günü gelince de dünyayı terk edip gidiyordu. Uzun emeller ve ihtiraslar gidişi geciktirmiyor, bilakis hayatı geciktiriyordu…”
“Çağımıza uymak zorundayız, palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?”
“Bizler gerek anlayışsızlıktan, gerek bencillikten, gerek gururdan, gerekse sevgisizlikten olsun bazen dertlere çare olmadığımız gibi o dertlere dert katar ve bu dünyada kalıcı olduğumuzu, bu dünyanın sadece bize ait olduğunu, bizden başka hiç kimsenin yaşama hakkı olmadığını sanırız. İçinizdeki duyguları bencilce tatmin etme uğruna nice mutsuzluklara, haksızlıklara ve çaresizliklere neden olup dururuz…”
Reklam
“Zaten kendisiyle iletişime geçen, kendini anlamaya çalışan kişi kendinin farkına varıyor; sonra da kendini ifade etmeye çalışıyor. Anlamak ve anlaşılmak insana mutluluk veriyor. Anlamamak ve anlaşılmamak ise hep sıkıntı, huzursuzluk, şüphe ve tedirginlik yaratıyor. Bunun sonucu da elbette ki mutsuzluk…”
“İletişimsizlik insanı bunaltır, ruhu karartır, hasta eder. “
•“Dedikleri doğru mu Zeyd? Sahi köleliği özgürlüğe tercih mi etmiştin?” •“En muhteşem özgürlüğün sevgiliye köle olmaktan geçtiğine inandığım için…”
Rüveyda
… Kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim…
Karanlık gecelerin de olacak… Ama güneşin bir gün mutlaka doğacak…
Arkadaşlıkta sirayet vardır. İnsan sohbet ettiği kişiden huy kapar…
Reklam
“Zamân o gül gibi gül görmedi zamân olalı Gülün güzelliği dillerde dâsitân olalı…”
“Gönüllerin senin derdinle yanması bir saadettir ey Allah’ın elçisi; çünkü şu âlemde yegâne hakikat sensin…”