" çekilmez bir adam oldum yine:
uykusuz, aksi, lânet..
bir bakıyorsun ki
ana avrat söver gibi, azgın bir hayvan döver gibi bugün çalışıyorum,
sonra bir de bakıyorsun ki
ağzımda sönük bir cıgara gibi tembel bir türkü
sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün..
ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
kendime karşı duyduğum nefret
ve merhamet...
çekilmez bir adam oldum yine:
uykusuz, aksi, lânet..
yine her seferki gibi haksızım..
sebep yok,
olması da imkânsız..
bu yaptığım iş ayıp
rezalet..
fakat elimde değil
seni kıskanıyorum
beni affet..."
Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
[Piraye için yazılmış şiirler, Saat 21-22 Şiirleri'nden]
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
Kendisi değil
edasındaki dünya...
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek: filânca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...
Ne güzel şey hatırlamak seni :
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...